ABD'li diplomat: Asıl soru, Kürtlerin gerçekten bağımsızlığı isteyip istemediğidir

ABD’nin eski Ankara ve Bağdat Büyükelçisi James Jeffrey, Kürdistan'ın bağımsızlık referandumu ve bağımsızlık konularına ilişkin Rûdaw'ın sorularını yanıtladı.
James Jeffrey, Kürdistan'ın referandum kararıyla ilgili bir soruya verdiği yanıtta, "asıl sorun Kürtlerin bağımsızlığı isteyip istemedikleridir" dedi. ABD açısından referandumun kötü olmadığını çünkü ABD’nin siyaset felsefesinde kıstasın halkın iradesi olduğunu söyleyerek, referandumu bağımsızlıktan ayrı tuttuğunu da ekledi.
Jeffrey, Irak'ın petrol ve stratejik yanıyla uluslararası toplumda yer edinmesi, IŞİD’in yeniden ortaya çıkmasının engellenmesi ve Irak’ın İran için ikinci Lübnan olmamasının ABD'nin gelecekteki hedefi olduğunu ifade etti. Söz konusu şartlar oluştuğu sürece, Amerika'nın bağımsız Kürdistan’dan yana olmayacağını vurguladı. Jeffrey'e göre, bağımsız bir Kürdistan Irak’ı daha kötüye götürecek.
Kürtlerin güçlü bir söyleminin olması gerekiyor
Jeffrey'in bağımsızlığa ilişkin sorulara verdiği yanıtlarda Kürtlerin güçlü bir söyleme sahip olmadıkları iddiası öne çıkıyor. Jeffrey konuyla ilgili şöyle konuştu: "Kürdistan’ın şunu sorması gerekiyor: Gelecekte siyasi ve ekonomik olarak şu anki konumundan daha iyi mi olacak kötü mü? Gelecekle kıyaslama yapması gerekiyor. Bu soru üzerinde Kürdistan’ın henüz çalıştığını görmedim! Kürdistan halkının bağımsızlıkla daha iyi bir konuma geleceği kanaatine karşı güçlü bir söyleminizin olması gerekiyor. Bağdat’la anlaşmadan söz etmeniz için güçlü bir söyleminizin olması gerekiyor."
Kürtlerin güçlü bir bağımsızlık söylemine sahip olmaları halinde daha kolay destek bulacağını ima eden Jeffrey, Kürtlerin bölünmüşlüğüne de dikkat çekti: "IŞİD’le savaş sürecinde Kürtlerin birlik olmamaları üzüntü ve kaygı yaratıyordu. Ancak Kürtler IŞİD’le savaşta oldukça iyi ve başarılı bir mücadele sergilediler. Gelecekte de birleşeceğinize eminim."
Referandumda "Evet" çıkacağını düşündüğünü ancak bu herşey demek olmadığına değinen Jeffrey, "Kürdistan’ın siyasi açıdan birlik olduğu anlamına gelmiyor. Şu anda siyasi olarak bölünmüş bir Kürdistan var. Önemli bir karar verilmesi için zemin uygun değildir. Bunlar Washington’un üzüntü duyduğu konulardır." dedi.
ABD-YPG ilişkisi
Rûdaw'ın, Rojava'daki YPG'nin Güney Kürdistan'a karşı tutumuna dair bir sorunun yanıtında YPG-ABD ilişkisine de değindi: "ABD tüm taraflar arasında ilişkilerin iyi olmasından yanadır. Fakat temel farklılıklar var. PYD, PKK’ye bağlı bir kanat. Türkiye için bu sorundur. ABD için de PKK, ideoloji ve eylemleri açısından sorundur.
Irak’ın kuzeyindeki Kürtler için de sorundur. Bu nedenle de Rojava Kürtleriyle sınırlı bir işbirliği içindeyiz. Amacımız orada IŞİD’i bitirmek ve bu geçici bir işbirliğidir. IŞİD’den sonra Suriye ve İran’da daha büyük sorunlar üzerinde çalışılacaktır. Bunun için de Kürdistan Bölgesi’yle işbirliğine ihtiyacı var. Suriye’nin kuzeyinde Arap ve Kürtlerin işbirliği gerekli, hepsinden önemlisi de Türkiye ile işbirliği gerekiyor.
Dostlarımızı sinirlendirmek istemeyiz
Jeffrey, Türkiye'nin Efrin'e askeri müdahalesine ilişkin de açık konuştu: "ABD iki tarafla işbirliği içinde ve PYD’ye de ihtiyacımız var. Özellikle Demokartik Suriye Güçleri’ne. Daha gerçekçi olalım. YPG, IŞİD’i yendiği içindir. Bununla birlikte IŞİD’in kırılmasında Türkiye’ye de ihtiyacımız var. ABD için Türkiye önemli bir statüye sahip. Bir diğer anlamda dostlarımızın bize sinirlenmesini istemiyoruz.