ABD'nin ‘nükleer denizaltı’ hamlesine karşı Putin'den ilk açıklama
ABD'nin 'Rusya'nın kritik noktalarına nükleer denizaltı gönderilecek' açıklaması dünya basınında yankı uyandırdı. Konuyla ilgili Putin açıklamalarda bulundu, Rus medyası ise Washington kanadının bu hamlesini 'sıradan' olarak yorumladı

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya'nın eski lideri Dmitri Medvedev’in “kışkırtıcı” açıklamalarına karşılık olarak iki nükleer denizaltının uygun bölgelere konuşlandırılması talimatı verdiğini duyurdu.
Trump, sosyal medyada yaptığı açıklamada, bu adımın Medvedev’in “tehlikeli sözleri” nedeniyle atıldığını belirtti ve “Sözler bazen beklenmedik sonuçlar doğurur” dedi.
Medvedev ise Trump’ın Rusya’ya yönelik yaptırım tehdidini eleştirerek, Rusya’nın “ölü el” olarak bilinen nükleer misilleme sistemine atıfta bulunmuştu.
Putin'den ilk açıklama
İstanbul'daki barış görüşmelerine gönderme yaparak açıklamalarına başlayan Putin, bir kez daha Kiev kanadının barış görüşmelerine niyetli olmadığını öne sürdü.
Oksijen’in aktardığına göre Putin, ABD'nin tehditlerine karşı ise şöyle dedi:
“Eğer birilerinde (Trump) hayal kırıklığı oluşmuşsa, bu genellikle fazla beklentiden kaynaklanır. Bir meseleyi barışçıl yollarla çözmek istiyorsak, bunu basının önünde değil, sessiz ve yapıcı müzakerelerle yapmak gerekir. Gösteri değil, sonuç istiyoruz.
Bu süreç henüz başlamadı ama Ukrayna tarafının ilk tepkileri olumlu yöndeydi. Eğer dışarıdan müdahale edilmezse, taraflar yavaş yavaş ortak bir zemine ulaşabilir”
Dolaylı yanıtlar neler?
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko’nun yaz aylarında Valaam’da buluşmaları artık gelenekselleşti. Bu yıl da iki lider bir araya gelerek Smolensk İkonası Kilisesi'nde ayine katıldı.
İki lider bir parktaki banka oturarak gazetecilerin sorularını yanıtladı. Buradaki beklenen en kritik açıklamalardan biri ise Belarus'a yerleştirilecek yeni füze sistemiydi. Rusların bir süredir en güvendiği füze sistemi Oreşnik.
Putin, Belarus için de bu sistemlerin yerleştirileceği noktaların belirlendiğini ve hazırlık çalışmalarının sürdüğünü söyledi.
Rusya ile Belarus savaşın başından beri ortak hareket ediyor. Hatta Belarus, Ukrayna savaşına bir başka ülkenin fiili olarak dahil olması durumunda açık açık Ukrayna'ya ordusunu göndereceğini defalarca teyit etti.
İkinci Küba krizi olabilir mi?
Siyasi analist Aleksey Zhivov, Trump’ın bu hamlesini “eksantrik milyarderin gösterisi” olarak nitelendirdi. Zhivov’a göre, Amerikan ve Rus denizaltıları zaten birbirine yakın sularda rutin olarak devriye geziyor. Asıl önemli adımlar ise sessiz sedasız atılıyor; örneğin ABD, İngiltere’de nükleer bomba stoklarını artırmaya devam ediyor.
Uluslararası güvenlik uzmanı Dmitriy Stefanovich ise durumu Küba Krizi ile karşılaştırmanın yersiz olduğunu belirtti. Ona göre, Rusya ve ABD arasındaki nükleer caydırıcılık dengesi denizaltı sayısından bağımsız olarak devam ediyor. İki ya da on denizaltı bulunması bu dengeyi değiştirmiyor.
Stefanovich, olayların farklı senaryolarla gelişebileceğini söyledi. En tehlikelisi, ABD’nin denizaltılarını Rusya’ya daha yakın, saldırı kapasitesini artıracak noktalara kaydırması olurdu. Ancak daha muhtemel senaryo, kısa vadede devriye sayısının artırılması. Bir diğer olasılık ise Amerikan denizaltılarının Rus nükleer denizaltılarını takip ve gözetim amaçlı eşlik etmesi.
Hangi denizaltılar gönderilebilir?
Rusya'da popüler blog yazarı Yuri Podolyaka’ya göre, Trump’ın bahsettiği denizaltılar muhtemelen ABD’nin “Ohio” sınıfı stratejik nükleer denizaltıları. Bu denizaltılar, üç adet nükleer savaş başlığı taşıyan 24 kıtalararası balistik füze ile donatılmış durumda.
Podolyaka, Trump’ın sert söyleminin küresel finans piyasalarında çöküşe yol açan tetikleyici olduğunu iddia etti.