Ahmet Hakan: “Erdoğan DEM’den memnun değil ama umudunu da kesmemiş”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son Körfez gezisi dönüşünde yaptığı açıklamaları değerlendiren Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan, Erdoğan’ın mesajlarında DEM Parti’ye yönelik tutumun dikkat çekici olduğunu yazdı.
Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son Körfez gezisi dönüşü yaptığı açıklamaları yedi başlıkta değerlendirdi.
Ahmet Hakan, yazısında Erdoğan’ın mesajlarından dikkat çeken noktalardan birinin DEM Parti’ye bakışı olduğunu belirtti. Hakan, “Erdoğan'ın mesajlarından çıkardığım sonuç: DEM'in son dönemlerdeki tutumundan memnun değil ama DEM'den umudunu da kesmemiş” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın Körfez temaslarına ilişkin değerlendirmede Hakan, şu başlıkları öne çıkardı:
-
Eurofighter savaş uçaklarının temini: Erdoğan’ın mesajlarına göre Türkiye, Katar ve Umman’dan bu uçakları alma konusunda ilerleme kaydetti.
-
KKTC seçimleri: Erdoğan’ın, Tufan Erhürman’a “beklenenden sıcak” bir yaklaşım sergilediği belirtildi.
-
Gazze’de ateşkesin sürmesi: Türkiye, İsrail’in ateşkesi bozma eğilimine karşı diplomatik temaslarını yoğunlaştırıyor.
-
Gazze’ye Türk askeri gönderilmesi: Müzakereler sürüyor, henüz net bir karar yok.
-
Gazze’nin yeniden inşası: Erdoğan’ın Körfez turunda en çok üzerinde durduğu konulardan biri bu oldu.
-
DEM Parti’nin tutumu: Erdoğan, partinin son dönemdeki çizgisinden rahatsız olsa da “kopuş” yaşanmasını istemiyor.
-
CHP’nin tezkerelere ret oyu: Erdoğan, bu tavrı “parti meselesiyle memleket meselesini ayıramamak” olarak niteledi.
Analiz: Oyalama ve samimiyet sınavı
Erdoğan’ın “DEM’den umudunu kesmemiş” mesajı, mevcut barış süreci tartışmalarına yeni bir pencere açıyor. Ancak tablo, önceki Dolmabahçe sürecine benzer bir biçimde ilerliyor.
Bir yanda hükümetin sürekli açıklama ve toplantılarla süreci canlı tutmaya çalışması, diğer yanda DEM Parti’nin de geçmişte HDP’nin yaptığı gibi belirsiz ve zaman zaman çelişkili tutumlar sergilemesi, sürecin iki taraf açısından da “samimiyet testinden” geçemediğini, iki tarafın da süreci gerçek bir çözüm arayışı yerine politik manevra alanı olarak gördüğünü gösteriyor.
Önceki süreçte olduğu gibi bugün de somut adımlar yerine yoğun söylem trafiği, barışın gerçek anlamda ilerlemediğine işaret ediyor. Barış için samimiyet değil, hesaplı hamleler öne çıkıyor. Erdoğan süreci zamana yayarak kontrolü elinde tutmak isterken, DEM Parti ise devletle açık bir kopuşa girmeden tabanını koruma stratejisi izliyor.
Sonuç olarak, “barış süreci” adı altında yürüyen bu diyalog trafiği, şu an için oyalama ve pozisyon belirleme evresini aşabilmiş değil.