Avusturya’da Yeni Başörtüsü Krizi: Entegrasyon mu, Ayrımcılık mı?

Avusturya'da 14 yaşın altındaki kızlara başörtüsü yasağı getirmeyi planlayan hükümet, yasaya eşlik edecek önlemler paketi açıkladı.

Avusturya’da Yeni Başörtüsü Krizi: Entegrasyon mu, Ayrımcılık mı?

KRDnews: Avusturya’da hükümetin 14 yaşın altındaki kız çocukları için başörtüsü yasağı getirmeyi planlaması, ülkede yeniden din özgürlüğü ve entegrasyon politikaları tartışmasını alevlendirdi. Koalisyon hükümetinin Eylül ayında üzerinde uzlaştığı yasağın bu yıl içinde parlamentodan geçmesi, 2026’da ise yürürlüğe girmesi bekleniyor.

Yeni düzenleme, yasağa rağmen kız çocuklarını okula başörtüsüyle gönderen ailelere 1000 euroya kadar para cezası öngörüyor. Ancak tartışma, sadece bir “giyim düzenlemesi” olmaktan çok daha derin bir sosyo-politik zemine oturmuş durumda.

Kumaş değil, baskı sembolü

Yasa teklifinin en güçlü savunucularından biri olan Muhafazakâr Avusturya Halk Partisi’nden (ÖVP) Entegrasyon Bakanı Claudia Plakolm, başörtüsünü “zararsız bir kumaş değil, baskı sembolü” olarak nitelendirdi.
Plakolm, yasağın tek başına yeterli olmayacağını, genç Müslüman kızların “özgüvenini güçlendirecek”, genç erkekleri ise “ataerkil yapılardan uzaklaştıracak” bir dizi önlemin de devreye sokulacağını duyurdu.

Bakan’ın ifadesiyle hükümetin amacı, “Müslüman gençlerin kendi kaderini özgürce belirleyebildiği, korkudan ve dayatmalardan uzak bir toplum” inşa etmek. Ancak bu yaklaşım, dini özgürlüklerin kısıtlandığı gerekçesiyle yoğun eleştiri topladı.

Anayasa Mahkemesi engelini aşma çabası

Avusturya’da benzer bir yasa tasarısı 2019’da Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmişti.
Mahkeme, o dönemde aldığı kararda, başörtüsü yasağının “din özgürlüğü, eşitlik ilkesi ve ebeveynlerin çocuklarını dini inançlarına göre yetiştirme hakkı” ile çeliştiğini vurgulamıştı.

Hükümet, bu kez yasanın yanında “entegrasyon ve eğitim destek paketleri” açıklayarak, önceki kararda eleştirilen “ayrımcı niyet” görünümünü törpülemeye çalışıyor. Yine de hukuk çevreleri, yeni tasarının AYM tarafından ikinci kez iptal edilme riskinin yüksek olduğuna dikkat çekiyor.

Müslüman topluluklardan tepki: “Özgürlük değil, dışlama”

Avusturya İslam Cemaati (IGGÖ) ve insan hakları örgütleri, yasa teklifinin “kadın özgürlüğünü değil, toplumsal ayrışmayı” derinleştireceğini savunuyor.
IGGÖ Başkanı Ümit Vural, yaptığı açıklamada, “Devlet, dini simgeleri yasaklayarak değil, özgürlük alanını koruyarak toplumsal uyumu sağlar. Başörtüsünü yasaklamak, genç Müslüman kızları kamusal alandan dışlamaktır” dedi.

Viyana Üniversitesi’nden sosyolog Katharina Kral ise yasağın “asimilasyoncu bir refleks” taşıdığını belirterek, “Gerçek entegrasyon, kimlikleri bastırmakla değil, görünürlüklerini tanımakla mümkündür” ifadelerini kullandı.

Avrupa genelinde yeni bir sekülerleşme dalgası mı?

Avusturya’daki tartışma, aslında Avrupa genelinde süren “laiklik–özgürlük” geriliminin yeni bir halkası.
Fransa’da devlet okullarında başörtüsü yasağı 2004’ten bu yana yürürlükte. Hollanda ve Belçika’da da benzer kısıtlamalar farklı derecelerde uygulanıyor. Almanya’da ise eyalet bazında değişen düzenlemeler mevcut.

Uzmanlara göre bu politikalar, kıta genelinde Müslüman kimliğine karşı kurumsal bir mesafe yaratıyor. Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserliği daha önce yayımladığı raporda, “Laiklik ilkesinin yanlış yorumlanarak din özgürlüğünü ihlal eden yasalar haline getirildiğini” belirtmişti.

Avrupa İnsan Hakları uzmanı Dr. Michael Steiner, yasaya karşı çıkarak “Bu yasa Avusturya Anayasası kadar, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne de aykırılık iddiası doğurabilir. Mahkemeler bireysel özgürlükler lehine karar verebilir.” şeklinde görüş belirtti.

Viyana Üniversitesi, Sosyal Entegrasyon Merkezi'nden Dr. Elif Doğan, “Avusturya’da entegrasyon politikaları uzun süredir güvenlik eksenli yürütülüyor. Başörtüsü yasağı, göçmen kökenli topluluklarda devlete karşı güven krizini büyütür.” ifadesini kullandı.

İsminin açıklanmasını istemeyn bir AB diplomatı ise, “Avusturya hükümeti bu yasa ile iç siyasete mesaj veriyor. Ancak Brüksel’de, bu tür düzenlemelerin Avrupa değerleriyle ne kadar uyumlu olduğu konusunda ciddi soru işaretleri var.” dedi.

Sekülerlik mi, sınırlandırma mı?

Avusturya’da hükümetin “özgürleştirme” iddiasıyla sunduğu yasa tasarısı, toplumun önemli bir kesiminde “ayrımcı müdahale” olarak algılanıyor.
Yasak yürürlüğe girerse, sadece bir giyim tercihine değil, Avrupa’daki İslam–laiklik denklemine dair yeni bir tartışma dönemi başlayacak gibi görünüyor.