Bahçeli, Öcalan'dan 'DSG/YPG' için yeni çağrı istedi: Gerekirse vekiller İmralı'ya gitsin, mesajları ilk ağızdan alsın!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Gerekli görülmesi halinde komisyon İmralı ile yüz yüze görüşebilmeli." dedi.

Bahçeli, Öcalan'dan 'DSG/YPG' için yeni çağrı istedi: Gerekirse vekiller İmralı'ya gitsin, mesajları ilk ağızdan alsın!

Bahçeli, “Siyaset yapılacaksa silahların tamamı yakılmalıdır” ifadelerini kullandı.

Devlet Bahçeli, CHP'li belediyelere yönelik soruşturmalar için de "Adil yargılamanın başlaması samimi dileğimizdir” dedi.

MHP lideri Bahçeli, MHP’nin Meclis grup toplantısında konuştu.

Konuşmasında CHP'yi Meclis'teki yeni yasama yılı açılışına katılmaması nedeniyle eleştiren Bahçeli, "CHP'nin sürüklendiği çıkmaz sokağın çırpındıkça battığı rüşvet batağının elbette siyasi sonuçları olacaktır. CHP siyaseti sakattır. Bu siyaset kusurunun millete vereceği hiçbir şeydir" ifadelerini kullandı.

Bahçeli'nin açıklamaları özetle şöyle:

"CHP'nin siyaseti, sakat bir siyasettir. Bu ağır siyaset kusurunun milletimize vereceği bir şey yoktur. Özgür Bey'in Meclis'teki fotoğraf karesiyle ilgili temelsiz eleştirileri, bir kıskançlığın şifresidir. O fotoğraf Türkiye'nin fotoğrafıdır.

Özgür Bey'in Cumhurbaşkanımız ile ilgili sözde meşruiyet sorunu, partisinin ve şahsının ne kadar meşru bir çizgide durduğuna kafa yorması, akla en yakın seçenektir.

Bu CHP'den hiçbir halt olmaz, olamaz. Mahkeme kapılarına yüz sürmesi, kendi iç meselesidir. Bu partiyi kasıp kavuran siyasi kriz, günbegün çıta yükseltmektedir. İtirafçı CHP'lidir, iddia sahibi CHP'lidir, müşteki CHP'lidir, fail, CHP'dir. Kılıçlar çekilmiş, ortak akıl kaybolmuştur. CHP'nin her önüne geleni suçlaması doğru değildir.

CHP'nin istikrarsızlığı Türk siyaset ve demokrasi tarihini olumsuz etkileyecektir.

CHP'nin içinde bulunduğu kaos, yürek yaralayıcıdır. CHP'nin hesabını vermesi gereken korkunç nitelikli rüşvet ve yolsuzluk iddiası vardır. Özgür Bey'in savcı ve hakimlerimizle uğraşması, her iddiayı siyasileştirerek karalaması, meydan meydan dolaşıp zehir açıklaması, suçluluk psikolojisinin yansımasıdır. İBB, rüşvet ve yolsuzluğun pençesinde, eko-sistemin esareti altındadır. Yüzleşmek için özgüven, gerçekleri kabullenmek için de siyasi ahlâk ve dirayet gerekmektedir. CHP'nin belediyelerde dönen gayrimeşru ilişkilerin hesabını vermesi şarttır. Türk yargısına güvenimiz tamdır, iddianamelerin süratle ikmal edilerek adil yargı sürecinin derhal başlaması da samimi dileğimizdir.

Çözüm sürecine değinen Devlet Bahçeli şöyle devam etti:

“Komisyonun 14. toplantısı yarın yapılacak. Siyasi ve hukuki düzenlemeler için geniş ve gerçekçi bir müzakere zemini oluşmalıdır. Herkesin söyleyeceği bir fikir ve düşüncesi vardır. Bunları dinleyip en güvenli yol haritası belirlenmelidir. Böyle yapıldığını görmekten memnuniyet duyuyoruz.

Türk ile Kürt arasına saçılmak istenen nifak tohumlarının çürütülmesi, ayrımcılık bariyerlerinin yıkılıp atılması, 'Terörsüz Türkiye'nin asıl amacıdır.

"Silahların tamamı yakılmalı"

Kürt kardeşlerimizin terörle uzaktan yakından bağ ve bağlantısı yoktur. Farklı sebeplerle aldanıp kandırılan, suça karışmamış, silahlı bir eylemde bulunmamış kim varsa gelip ailesiyle kucaklaşmalıdır. Silah versa siyaset yoktur. Siyaset yapılacaksa silahların tamamı yakılmalıdır.

PKK'nın kurucu önderliği, elini taşın altına koymuştur. 27 Şubat çağrısından sonra PKK 12 Mayıs'ta silah bırakmış ve varlığını lağvetmiştir. 11 Temmuz'da bir grup PKK'lı silah yakmıştır. Suriye'nin kuzey doğusunda tesir alanı kuran SDG/YPG  henüz silah bırakmamış, İmralı çağrısına riayet etmemiştir. İmralı'nın çağrısı, PKK'nın yanında bölücü terörün tüm bileşenlerini kapsamaktadır. Bizim anladığımız böyledir, yorumumuz budur, doğrultu da budur.

“Öcalan SDG’ye de çağrı yapmalı”

Beklentim şudur: PKK’nın kurucu önderliği SDG/YPG’ye direkt aynı mahiyet ve muhtevada bir çağrıda bulunarak, Şam yönetimiyle imzalanan 10 Mart tarihli mutabakata uyulmasını istemelidir. Esad rejiminin devrilmesinden sonra ilk kez yapılan Halk Meclis’i seçimlerinin demokratik istikrar içinde yeni dönemin, yeni siyasi ve toplumsal mekanizmanın ağırlık merkezi olması yönünde fikir birliği hasıl olmuşken; Rakka, Haseke ve Süveyda’nın bunun dışında kalması 10 Mart Mutabakatının ruhuyla çelişmektedir.

Gerekirse Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda görev yapan milletvekillerinden bir grup İmralı’ya giderek yüz yüze görüşme sağlamalı, mesajlar ilk ağızdan alınmalı ve kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Bunda çekinilecek bir husus görmüyorum. Bizi bağlayan açıklama 27 Şubat İmralı açıklamasıdır. Bu açıklamanın güncellenerek daha detaylandırılması ve çerçevesinin genişletilmesi hayırlı gelişmelere yol açacaktır.

"Pazarlık içinde değiliz"

Gazilerimiz korkuya kapılmasın. Onların başlarını kesinlikle öne eğdirmeyeceğiz. Pazarlık içinde değiliz. Al-ver sürecine tamamıyla kapalıyız. Türkiye’nin egemenlik hukukunu, Cumhuriyet’in kurucu ve kuruluş felsefesini zayıflatacak hiçbir yanlışın içinde Cumhur İttifakı olarak yer almayız, alamayız, almayacağız.”