Bakırhan: Barış sürecinde belediyelerimize büyük görev düşüyor
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “27 Şubat’ta Sayın Öcalan’ın başlattığı Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nde de sizlere de büyük görev ve sorumluluklar düşüyor. Yerel demokrasi mücadelesi yürütüyoruz. Haliyle bu süreç de yerel yönetimlerimizi yakinen ilgilendiriyor. Arkadaşlarımızın bu konuda duyarlı, sorumluluk bilinciyle hareket edeceğini, bu sürece nasıl katkı sunacağı bilinciyle daha fazla süreci toplumsallaştırmaya katkı sunacağını biliyorum. Barış demek aktif yerel yönetimler demektir” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğlulları ile Tuncer Bakırhan, Diyarbakır’da düzenlenen Belediye Eşbaşkanları ve İl Genel Meclisi Eşbaşkanları Buluşması’na katıldı.
Sezai Karakoç (ÇandAmed) Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen buluşmaya, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır’ın yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Tuncer Bakırhan, tüm siyasi tutukluların serbest bırakılması gerektiğini vurguladı.
Bakırhan, “Çok garip bir ülke. Neyini tutsak bir bozukluk, hukuksuzluk var. Bir türlü bitmedi. 2 gün önce Selçuk Mızraklı’nın şartlı tahliye talebi reddedildi. ‘Örgütten kopmadığı’ gerekçe gösteriliyor. Evet, örgüt üyesidir, TTB’ye bağlı, partimizin üyesi. Başka bir üyeliği olmadı. Cezaevi İdare Gözlem Kurulları çok ilginçtir. Neye hizmet ettiklerini anlamak zor. Böylesi bir süreçte arkadaşlarımızı bilerek, isteyerek cezalandırmaları, infazlarını yakmalarını incelemek gerekiyor, araştırmak gerekiyor. Başka bir şeye hizmet ediyorlar. Bu akıl tutulması kararlardan vazgeçilmesi gerekiyor. Bu intikamcı yaklaşımın kimseye faydası yok. Bundan vazgeçilmelidir. Bu ülke halkın iradesini hapsettiği için hiçbir şey kazanamadı bugüne kadar. Barışı konuşuyoruz, tartışıyoruz ama Selçuk Mızraklı ‘örgütten ayrılmamış’ diye kurul karar veriyor. Bu hatadan artık vazgeçilmeli, tekrar edilmemeli. Bu provokasyonlara geçit vermeyeceğiz” dedi.
“Yeni dönemde süreci iradeyle karşılayacağımıza inanıyorum”
"Belediyelerin bütün imkansızlıklara rağmen ortaya çıkardıkları hizmetlerin takdire şayan olduğunu" sözlerine ekleyen Bakırhan, şunları dile getirdi:
“27 Şubat’ta Sayın Öcalan’ın başlattığı Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nde de sizlere de büyük görev ve sorumluluklar düşüyor. Yerel demokrasi mücadelesi yürütüyoruz. Haliyle bu süreç de yerel yönetimlerimizi yakinen ilgilendiriyor. Arkadaşlarımızın bu konuda duyarlı, sorumluluk bilinciyle hareket edeceğini, bu sürece nasıl katkı sunacağı bilinciyle daha fazla süreci toplumsallaştırmaya katkı sunacağını biliyorum. Barış demek aktif yerel yönetimler demektir.
Barış sizin alanınızın büyümesi demektir. Barış demek seçilmişlerin yerine devlet memurlarının atanmaması demektir. Barış demek iller bankasının belediyelere eşit şekilde yaklaşması demektir. Bazı belediyelere destek sunarken, bazı belediyelerin projesini engellemek değildir. Bu süreç o yüzden sizi ilgilendiriyor. O yüzden katkılarımızı sunarak devam ettireceğiz. Belediyeleri komin olarak değerlendireceğiz, halkın sorunlarını çözme merkezi haline getireceğiz.
Halka net sözler verdik. Uyuşturucuyla mücadele edilecek, aç kimse kalmayacak, ulaşım parasını bulamadığı için kimse okulunu durdurmayacak, kimse gelire sahip olmadığı için okulunu bırakmayacak, kardeşlik olacak dedik. Barış sürecini yakinen takip etmek seçilmiş arkadaşlarımızın sorumluluğundadır. En başa yerel yöneticilerin tutuklanmadığı bir talebi ortay koyuyoruz. Bu süreç tam da yerel yönetimlerin odağında olduğu için süreci izleyen, okuyan değil; hayata geçiren sorumluluk alan, toplumla buluşturan, toplumun soru işaretlerini gideren sizler olmalısınız. Sürecin asli yürütücüleri belediye eşbaşkanları arkadaşlarımızdır. Yeni dönemde bu süreci iradeyle, hevesle, coşkuyla karşılayacağımıza inanıyorum.”
“Örgütlenme alanımız yerel yönetimlerdir”
Bakırhan konuşmasını şöyle tamamladı:
“Ortadoğu’da çok ciddi gelişmeler oluyor, yeni bir dünya kuruluyor. Suriye’de, Rojava’da tarihi gelişmelere tanıklık ediyoruz. Belki de önümüzdeki yüz yıl Ortadoğu’da şimdi yazılıyor. Dolayısıyla yüz yılın belirleneceği bir aralıkta yöneticilik yapıyoruz, kentlerimizi yönetiyoruz. Bu aralıkta büyük riskler de olabilir, büyük kazanımlarda elde edebiliriz. Büyük kazanmak, riskleri bertaraf etmek biraz bizim elimizdedir. Değerlere sahip çıkarsak, örgütlenebilirsek, halkın gücünü yanımıza alabilirsek, Ortadoğu’da çok önemli bir yerde durabiliriz. Buna umudum tam.
Kuzey Doğu Suriye’deki halklar bahçesinin nasıl var olduğuna şahitlik ediyoruz. Tam da burada yerel yönetimler çok önemlidir. Örgütlenme alanımız yerel yönetimlerdir. Dünden daha çetin bir mücadele içindeyiz. Bu süreci doğru yöneteceğiz. Doğru örgütleyeceğiz, doğru hizmet üreteceğiz ve İnşallah büyük kazanacağız.”