DEM Parti'den “tarihi dönüm noktası” açıklaması
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 29 Ekim mesajında “terörsüz Türkiye menziline emin adımlarla ilerliyoruz” ifadeleri, aynı gün DEM Parti’nin PKK’nin geri çekilme kararını “demokrasi ve barış için tarihi fırsat” olarak değerlendirmesiyle birlikte yeni çözüm süreci tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajda, Türkiye’nin “86 milyon insanın huzur, güven, barış ve refah içinde yaşayacağı terörsüz Türkiye menziline doğru emin adımlarla ilerlediğini” söyledi.
Erdoğan’ın açıklamaları, PKK’nin 26 Ekim’de Türkiye sınırları içindeki tüm silahlı güçlerini geri çekme kararının ardından geldi. Aynı gün, DEM Parti de Parti Meclisi toplantısı sonrası yayımladığı bildiride, “Bu gelişme, demokrasi, hukuk ve toplumsal barış süreci bakımından önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirilmelidir” ifadelerine yer verdi.
DEM Parti, “Barış yalnızca silahların susmasıyla değil, eşit yurttaşlık ve demokratik hakların tanınmasıyla kalıcı hale gelir” vurgusunu yaptı. Parti, hükümete “gerekli hukuki ve siyasi adımları bir an önce hayata geçirme” çağrısında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise mesajında, Türkiye’nin “oyunları bozmaya devam edeceğini” ve “86 milyonun huzur içinde yaşayacağı bir döneme emin adımlarla ilerlediğini” belirtti. Erdoğan ayrıca, “Milli birlik ve dayanışmayı hedef alan kaos tüccarlarına prim vermeden; engelleri aşmaya, oyunları bozmaya devam edeceğiz” dedi.
Siyasi gözlemciler, her iki açıklamanın da ton olarak çatışmasızlık sürecine işaret ettiğini ancak henüz taraflar arasında resmi bir temas veya diyalog işareti bulunmadığını belirtiyor.
Editoryal Analiz:
Erdoğan’ın “terörsüz Türkiye” vurgusu ile DEM Parti’nin “tarihi dönüm noktası” ifadesi, son dönemde artan çözüm süreci sinyallerini güçlendiriyor.
Ancak iki açıklama arasında belirgin bir fark var:
-
Erdoğan’ın söylemi, güvenlik ve milli birlik merkezli bir “barış vizyonu” çiziyor.
-
DEM Parti’nin söylemi ise demokratik reformlar ve eşit yurttaşlık temelinde bir “siyasi çözüm” talebini öne çıkarıyor.
Her iki taraf da “şiddetsiz bir döneme geçiş” mesajı veriyor olsa da, sürecin ilerleyebilmesi için somut bir yasal çerçeve ve karşılıklı güven tesisine ihtiyaç var.
Öcalan’la temas, PKK’nin geri çekilme kararına ilişkin yasal güvence, siyasi temsilde reform gibi başlıklar önümüzdeki haftalarda yeniden Türkiye’nin siyasal gündeminde yer alabilir.