Erdoğan: AK Parti, MHP ve DEM Parti olarak beraber yürümeye karar verdik

Erdoğan, "Şimdi AK Parti, MHP, DEM biz en azından üçlü olarak bu yolda beraber yürümeye karar verdik. Derdimiz var. Dertliyiz. Derdimiz olduğuna göre el ele verdiğimize göre biz bu engelleri aşacağız. Artık yumrukları sıkmaya gerek yok, kucaklaşacağız, konuşacağız. Birbirimize karşı adım atarak yürüyeceğiz" dedi.

Erdoğan: AK Parti, MHP ve DEM Parti olarak beraber yürümeye karar verdik

Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara-Kızılcahamam'da partisinin "32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı"na katıldı.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in, “Cumhurbaşkanımız Cumartesi sabahı tarihi bir konuşma yapacak. Bütün vatandaşlarımızı o açıklamayı dinlemeye davet ediyorum" sözlerinin ardından beklenti oluşmuş ve Erdoğan'ın, sürece ilişkin olarak çok önemli mesajlar vereceği beklentisi oluşmuştu.

Erdoğan, Ankara'da açıklamalarda bulundu. 

Sürece dair kritik mesajlar veren Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:

"AK Parti'nin büyümesi, güçlenmesi, zirvedeki yerini koruması için koşturan tüm dava arkadaşlarıma selamlarımı yolluyorum. Her kademede fedakarca görev yapan yol ve dava arkadaşlarımı hürmetle selamlıyor, bu dava için yüreğini ortaya koymuş her bir kardeşime şükranlarımı sunuyorum.

Dava ve yol arkadaşım, danışmanım Yiğit Bulut kardeşimizi Hakk'a yolladık. Karacaahmet'e defnedilecek. Şu anda Kızılcahamam'daki istişare toplantımız vesilesiyle merasime katılamıyoruz ancak teşkilatımız katılacak. Ağır bir rahatsızlık geçirdi. Kendisini ziyaret ettiğimde ağır durumdaydı. Kaderin üstünde bir kader var. Temkinli olduğunu gördük, teslimiyet içinde olduğunu gördük. Mekanı cennet olsun.

12 kahramanı şehit verdik. Milletçe yüreğimiz dağlandı. Metan gazına maruz kalarak şehit olan Mehmetçiklerimize Allah'tan rahmet, ailesine sabır diliyorum. Ebedi dirilik müjdesine inşallah nail oldular. Mekanları cennet olsun.

Dün son dönem insanlık tarihinin en utanç verici hadiselerinden olan Srebrenitsa'nın 30'uncu yıldönümüydü. Boşnak kardeşlerimizin yaşadığı tarifsiz acıyı bugün de paylaşıyoruz. Türkiye olarak bir daha benzer acıların yaşanmaması için ihtiyaç duydukları her anda Bosna Hersek'in ve Boşnak kardeşlerimizin yanında olmaya devam ediyoruz. Batının gözleri önünde alçakça katledilen 8 bin 372 şehidimizi bir kez daha rahmetle anıyoruz. Tam 22 aydır soykırıma uğrayan mazlum Gazze halkına da dualarımızı gönderiyor, zulme ve işgale karşı yürüttükleri onurlu mücadelede yanlarında olduğumuzu ifade ediyoruz.

Süreç mesajları

Bundan 41 yıl önce 14 Ağustos 1984'te Siirt'in Eruh ve Hakkari'nin Şemdinli ilçelerinde bölcüü terör örgütü ilk eylemini yaptı. Bu saldırıda 2 askerimizi şehit verdik, 9 sivil vatandaşımız yaralandı. Bölücü örgüt daha sonra saldırılar düzenledi. 10 bine yakın güvenlik görevlimizi, 50 bine yakın vatandaşımız hayatını kaybetti. Onları unutmadık, unutmayacağız. Vatanımız ebediyen var olacak, ay yıldızlı bayrağımız ebediyen semalarımızda özgürce dalgalanacak. Vatan toprağını kanuyla sulayan, al yıldızlı bayrağımızı boyayan şehitlerimiz başımızın tacı olacak.

1984'teki ilk eyleminden sonra terör Türkiye'de her geçen gün tırmandı. Nice hükümetler geldi. Her biri terörün kökünü kazıyacağını söyledi. Terör bitirilemedi. Bunda devletin bazı yanlış uygulamalarının da payı vardı. Beyaz Toroslar bunlardan biriydi, faili meçhuller bunlardan biriydi. Diyarbakır Cezaevi bunlardan biriydi. Hukuk ve meşruiyet dışı yöntemler terörü körükledi, büyüttü. Sadece şehit vermedik, Türkiye terör saldırılarıyla istikrarsız hale geldi. 2 trilyon doları bulan faturayla karşılaştık.

3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra göreve geldiğimizde terör meselesini çok boyutlu ele aldık. Bir yandan mücadele ederken diğer yandan da teröre bahane oluşturan bataklığı kurutma çabası verdik. Birlikte yaşamanın, kardeşliğin hukukunu yerine getirmek için tarihi adımlar attık. İçeride demokrasi ve insan hakları konusunda sessiz devrimler yaparken, dışarıda çok yoğun diplomasi trafiği yürüttük. Savunma sanayimizi geliştirerek silahlarımızı ürettik. Sınır ötesi operasyonlarla sınırlarımızı kontrol altına aldık. 15 Temmuz'un ardından FETÖ'yü tüm kurumlarımızdan temizledik. Terörle mücadeledeki ihaneti ortadan kaldırdık.

Son yıllarda terör örgütünün eylem kabiliyetini kırdı. Irak sahasındaki harekatlarımız ve Suriye'de gerçekleşen 8 Aralık devrimi terörle mücadelede elimizi güçlendirdi. Sayın Devlet Bahçeli'nin çağrısıyla Terörsüz Türkiye projemizi gerçekleştirmek için bir dizi adım attık Güvenlik birimlerimiz koordinasyon içinde çalıştı. Bu fırsat penceresini değerlendirmek için çok temkinli süreç yüürütüldü. İmralı'nın da çağrısıyla terör örgütü kongresini topladı ve kendisini fesh ettiğini açıkladı. Dün de örgüt bir merasim yaparak silahlarını bıraktı.

"Bugün yeni bir gündür"

Dün itibariyle 41 yıllık terör belası sona erme sürecine girmiştir. Bugün yeni bir gündür. Bugün tarihte yeni bir sayfa açılmıştır. Bugün büyük Türkiye'nin, güçlü Türkiye'nin, Türkiye Yüzyılı'nın kapıları ardına kadar aralanmıştır.

1984'ten bu yana Türkiye terörü bitirmek için her yola ve yönteme başvurmuştur. Terörü bitirmek için silahlı mücadelenin ötesinde formüller denenmiştir. Hiçbirinde başarı sağlanamamıştır. Terörsüz Türkiye projesi bir müzakerenin, pazarlığın, al-ver sürecinin neticesi değildir. Onun için başından beri çok dikkatliydik. Bugün daha da dikkatliyiz. Kanı durduracak, annelerin gözyaşını dindirecek, acıları hafifletecek, kardeşliği güçlendirecek her türlü girişimi yakından takip ediyoruz. Ancak herkes emin olsun Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin onurunu, gururunu çiğnetmeyiz. Türkiye'nin başını öne eğdirmeyiz.

"Kimse milliyetçiliğimizi sorgulayamaz"

Sayın Devlet Bahçeli ve kadrosunun milliyetçiliğini, Türkiye aşkını sorgulamak hiç kimsenin haddi değildir. Aynı şekilde şahsımın ve burada olan ve olmayanlarla birlikte AK kadronun milliyetçiliğini, vatanseverliğini kimse sorgulayamaz. Bu kimsenin hakkı da haddi de değildir.

Biz Sayın Bahçeli ve kadrosuyla beraber Terörsüz Türkiye için canımızı, kanımızı, tecrübemizi, hayatımızı ortaya koyduk. Biz Türkiye'nin hayrına olmayan hiçbir işin içinde olmayız. Tüm çabamız Türkiye'nin hayrınadır. Türkiye'nin hayrına olmayan girişimlerin tam karşısında görürsünüz. Biz ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz. Hiç kimse korkmasın, kimse endişe etmesin, kimsenin zihninde soru işareti oluşmasın. Ne yapıyorsak Türkiye için yapıyoruz, milletimiz için yapıyoruz, istiklalimiz için, istikbalimiz için yapıyoruz.

"En çok onları rahatsız ediyor"

Bugün bazı gerçekleri açıkça konuşmak mecburiyetindeyiz. Terör en başından itibaren karşıtlarıyla bir sektör, ekosistem oluşturdu. Terör eylemlerinden, terör tarafındakiler nemalandığı kadar terör karşıtları da nemalandı. Milleti tehdit ettiler, istikrarsızlığı körüklediler. Onlar bugünlerde kendilerini belli ediyorlar. Terörün bitiyor olması en çok onları rahatsız ediyor, çünkü rant kapıları kapanıyor. Tezgahları bozuluyor, ellerindeki oyuncağı kaybediyorlar. Ortalığı bulandırmak, zihinleri karartmak için yoğun gayret içindeler. Milliyetçiyiz, vatanseveriz diyorlar ama sevinemiyorlar. Bugün terör biterken terör istismarı da bitmektedir. Milletimin sahte kahramanları görmesi en büyük arzumuzdur.

Hükümet, AK Parti kadroları olarak son 23 yıldaki mücadelemiz, içerideki ve dışarıdaki baskılarımız neticelenme yoluna girmiştir. Türkiye kazanmıştır, milletim kazanmıştır. 86 milyon her bir vatandaşımız kazanmıştır. Birliğimize, bütünlüğümüze, vatanımıza, devletimize, milletimize, huzurumuza, devletimizin onur ve gururuna kast eden ve kast edecek hiçbir girişimin içinde olmayız, böyle girişimlere asla müsaade etmeyiz.

"41 yıllık parantez kapanmaktadır"

41 yıllık parantez kapanmaktadır. Her bir cadde, sokak ay yıldızlı bayrak ile donatılmalıdır.

Biz tarih sahnesine dün çıkmış bir millet değiliz. Her zamanda hem de zeminde uzun bir yürüyüş gerçekleştiriyoruz. Türklerin İskitler ve Sakalar ismiyle tarih sahnesinde olduğunu biliyoruz. 751 yılında Türkler kitleler halinde İslam ile tanıştılar. O günden itibaren Türk deyince Müslüman, Müslüman deyince de en çok Türk akla gelir.

“Şam, Diyarbakır, Mardin, Musul, Süleymaniye, Erbil, Hatay, İstanbul, Ankara bizim ortak şehrimizdir”

Malazgirt, Kudüs'ün fethi, İstanbul'un fethi, İstiklal Savaşı Türk, Kürt, Arap ve nice halkların ortak zaferleridir. 1001 Gece Masalları'nın Bağdatı'nı Türk-Kürt-Arap inşa etmiştir. Şam, Diyarbakır, Mardin, Musul, Süleymaniye, Erbil, Hatay, İstanbul, Ankara bizim ortak şehrimizdir. Bizler ittifak yaptığımızda atlarımızın rüzgarı Çin denizinden Adriyatik'e serin esintiler yaydı. Atlarımızın şahlanışından coğrafyaya huzur yayıldı. Kılıç şakırtıları bu bölgeye barış getirdi.

Açın tarihin sayfalarına bakın. İttifak yaptığımızda atlarımızın, kılıçlarımızın, kalkanlarımızın, tekbirlerimizin önünde hiç kimse duramadı. İttifak yaptığımızda medeniyetimizle, sanatımızla, refah seviyemizle hiç kimse yarışamadı. Türk, Kürt, Arap bir aradaysa, birse, beraberse işte o zaman Türk vardır, Kürt vardır, Arap vardır.

"41 yılda terör baronları, terör sektörü kazandır"

Bugün Gazze'de Filistin'de tarihin en barbar soykırımı icra ediliyor. Neden? Çünkü Türk, Kürt, Arap bir araya gelip ittifak kuramııyor. Terörün nihai amacı Türkiye'yi bölmek değildir. Türkiye'yi bölmeye kimsenin gücü yetmez. Ama bize zaman kaybettirdiler, ekonomik kayıp verdirdiler, enerjimizi harcadılar, Türk ile Kürt'ün arasına nifak sokmaya çalıştılar. 41 yılda terör baronları, terör sektörü kazandı. Türk, Kürt, Arap üzerine kirli hesapları olanlar kazandı. Bu kirli oyunu, tezgahı, nifak hareketini bozuyoruz.

“86 milyon biriz, beraberiz, ezelden ebediyete kadar kardeşiz”

Tarih tekerrür ediyor. Türk ile Kürt aralarında engel olmaksızın tekrar muhabbetle kucaklaşıyor. Bugün Malazgirt ruhu, Kudüs ittifakı, İstiklal Savaşı'nın nüvesi yeniden şekilleniyor. Bugün büyük ve güçlü Türkiye'nin şafağı söküyor. Silahlarla değil, şiddetle değil, kavga için değil; muhabbet için, kardeşlik için terör engelini kaldırarak yüz yüze, gönül gönüle konuşacağız. Bu ülkenin her bir vatandaşı ister Türk ister Kürt ister Arap ister Alevi olsun, devlet karşısında birinci sınıf vatandaştır. Türkiye Cumhuriyeti hepimizin ortak yuvası, çatısıdır. 86 milyon biriz, beraberiz, ezelden ebediyete kadar kardeşiz.

"AK Parti, MHP ve DEM heyetiyle de bu süreci pişirerek geleceğe taşıyacağız"

TBMM'de komisyon kuracak, sürecin yasal çatısını konuşmaya başlayacağız. Cumhur İttifakı olarak AK Parti, MHP ve DEM heyetiyle de bu süreci pişirerek geleceğe taşıyacağız. DEM heyeti Meclis Başkanımızla dün görüştüler. Meclisimizin sunacağı katkının kritik önemde olduğu kanaatindeyiz. Rahmetli Sırrı Süreyya kardeşimizle ardından Pervin Buldan hanımefendi ve Mithat Sancar beyfendiyle bir araya geldik. Oturduk, konuştuk. Demek oluyormuş. Daha güzel şeyler olacak.

Meclisimizin de bu hayırlı süreci desteklemesini bekliyoruz. Sadece Kürt vatandaşlarımızın değil, Irak ve Suriye'deki Kürt kardeşlerimizin meselesi de bizim meselemizdir. Onlarla da konuşuyoruz, onlar da çok mutlu. Türkiye Büyükelçisi aynı zamanda Suriye sorumlusu, temsilcisi onlar da Suriye'de toplantıları yaptılar. Oradan verilen mesajlar da çok çok olumluydu. Orada da terör defterinin kapanacağına, birlik ve beraberliğin kazanacağına yürekten inanıyorum.

"AK Parti, MHP, DEM biz en azından üçlü olarak bu yolda beraber yürümeye karar verdik"

Şimdi AK Parti, MHP, DEM biz en azından üçlü olarak bu yolda beraber yürümeye karar verdik. Derdimiz var. Dertliyiz. Derdimiz olduğuna göre el ele verdiğimize göre biz bu engelleri aşacağız. Artık yumrukları sıkmaya gerek yok, kucaklaşacağız, konuşacağız. Birbirimize karşı adım atarak yürüyeceğiz.

Türkiye kardeşlikle büyüyecek, demokrasiyle güçlenecek. İstikrarla geleceğe yürüyecek. Çok farklı bir Türkiye'ye en kısa zamanda kavuşacağız. Biz bir adım atana her türlü kolaylığı sağlarız. Çıkış yolu arayana kapıyı ardına kadar açarız. Sular tersine akmaz. Akarsa da gereğini yaparız.

Acıları aşmak kolay olmayacak. Acı hatıraları geride bırakmak kolay olmayacak. Kayıplarımız geri gelmeyecek. Ama gençlerimiz hayatlarının baharında aramızdan bir daha ayrılmayacak. Annelerimiz gözyaşı dökmeyecek. Evlat acısı yaşamayacak. Ülke ve millet olarak bu irade ve özgüvene sahibiz. Hiç kimseyi üzmeden, kırmadan işin süratle nihatetlenmesi için kolaylaştırıcı olacağız, silah teslimini kurulan mekanizmayla titizlikle takip edeceğiz. Şehit anneleri-babaları ellernizden öpüyorum. Hiç kimse onların mirasına leke süremez."