Erdoğan: Şayet verilen sözler tutulmazsa, günah bizden gider
ürkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'daki Dolmabahçe Ofisi'nde düzenlenen "Şehit Aileleri ile İftar" programında konuşma yaptı.
“Ülke ve millet olarak askeriyle, polisiyle, bekçisiyle, jandarmasıyla, güvenlik korucusuyla, istihbarat mensuplarıyla güvenliğimiz için gece gündüz fedakarca çalışan kardeşlerimize çok şey borçluyuz" diyen Erdoğan, "Esasen biz her bir ferdiyle ülkesinin, milletinin ve onu temsil edenlerin güvenliği için gerektiğinden canını ortaya koyacağını ispatlamış bir milletiz. Son örneğini de 15 Temmuz'da hep birlikte yaşadık. Kıyam ve cihat, milletimizin genlerine işlemiş hasletlerdir. Barış ve huzur içinde yaşamayı ne kadar seviyorsak, ezanımızla sembolleşen inancımıza, bayrağımızla sembolleşen vatanımıza, tarihimizin en değerli mirası devletimize, hele hele vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğine yönelik en küçük bir saldırıya veya tacize de o derece tavizsiziz" ifadelerini kullandı.
“Uzattığımız elin havada bırakılması halinde demir yumruğumuzu daima hazır tutuyoruz”
Sorunların çözümünde görüşmeye öncelik verdiklerini söyleyen Erdoğan, "Elbette meselelerimizin çözümünde önceliği görüşmeye, konuşmaya ve uzlaşmaya veririz, veriyoruz. Bundan sonra da nefret dili, kavga ve gerilim yerine karşılıklı saygıyı, hoşgörüyü ve diyaloğu gözetmeye devam edeceğiz. Fakat uzattığımız elin havada bırakılması veya ısırılması halinde de demir yumruğumuzu daima hazır tutuyoruz" dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından başlıklar şöyle:
“Artık böyle bir Türkiye yok”
"Geçmişte darbecilerden, FETÖ'ye ve diğer terör örgütlerine kadar emperyalistlerin ülkemiz içindeki maşalarından gelen saldırılarda gereken refleksleri gösterememiş olabiliriz. Ama artık böyle bir Türkiye yok. Tam tersine bugün her alanda güçlü, kudretli ve kolu uzun bir Türkiye var. Sadece vatandaşlarının değil dünyada mazlum ve mağdurların umuduna dönüşmüş, yıldızı parlayan bir Türkiye var. Oyuna gelen değil bölgesinde ve ötesinde oyun kuran, kendisine yönelik sinsi ve kirli oyunları bozan çok farklı bir Türkiye var. Kendi tüfeğini dahi yapamayan bir ülkeden bugün insansız hava aracıyla, uçağıyla, tankıyla, topuyla, füzesiyle, gemisiyle, helikopteriyle kendi göbeğini kendisi kesen bağımsız bir Türkiye'ye ulaştık. Çok daha iyi yerlere geleceğiz.
“Ne yapıyorsak ülkemizin zincirlerinden kurtulması için yapıyoruz”
Güvenlik birimlerimizin terörle mücadelede dünya literatürüne geçen başarılarının verdiği cesaretle, meselelerimizin suhuletle çözümü için tarihi adımlar atma özgüvenine kavuştuk. Olayları artık tribünden seyretmiyor, binlerce yıllık kadim devlet aklının rehberliğinde ülkemiz lehine olacak şekilde yönlendiriyoruz. Başkalarının gündemlerine hapsolmadan, kendi önceliklerimize göre tarihin akışını değiştiren politikaları kararlılıkla hayata geçiriyoruz. Ne yapıyorsak ülkemizin kalkınması için, ekonomik, siyasi ve sosyal olarak ilerlemesine engel olan zincirlerinden kurtulması için yapıyoruz. Milletimden bilhassa de şehit yakınları ve gazilerimizden son dönemde yaşanan gelişmeleri bu perspektiften değerlendirmelerini istiyorum.
“Şayet verilen sözler tutulmaz, günah bizden gider”
Ülkemize 40 yıldır ağır insani ve ekonomik maliyeti olan bir sorunu suhuletle çözme imkanını görmezden gelmek, yok saymak veya bir avuç fanatiğin güdümünde kalmak Türkiye gibi bir ülkeye asla yakışmaz. Şundan hiç kimsenin şüphesi ve endişesi olmasın; Türkiye sınırları içinde ve dışında terörle mücadele konusunda sadece bölgemizin değil dünyanın en güçlü, kabiliyetli ve dirayetli ülkesidir. Şayet verilen sözler tutulmaz, süreç bir şekilde oyalama, savsaklama, göz boyama, isim değiştirip bildiğini okuma gibi şark kurnazlıklarına evrilmeye çalışılırsa günah bizden gider. Halen devam eden operasyonlarımızı gerekiyorsa taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmadan son teröristi bertaraf edene kadar sürdürürüz.
“Ülkenin ve milletin menfaatleri her türlü hesabın üstündedir”
Biz bu bölgenin hancısıyız, terör örgütlerini destekleyen emperyalist güçler ise yolcusudur. Biz binlerce yıldır buradaydık, inşallah ilanihaye burada olacağız. Yarın terör örgütlerini destekleyen güçlerin çıkarları değişip bölgeden çekildikleri zaman, baş başa kalacağımızı kimse unutmasın. Bölgemizde 200 yıldır oynanan oyunu bozma fırsatını heba edenler, muhakkak bunun hesabını vereceklerdir. Milli meselelerde milli duruş esastır. Ülkenin ve milletin menfaatleri her türlü hesabın üstündedir. Sizlerin de gördüğü gibi birtakım marjinal gruplar hariç terörsüz Türkiye girişimi milletin ve siyasetin kahir ekseriyeti tarafından müspet karşılanmış, sahiplenilmiş, desteklenmiştir. Bunu ülkemiz adına kıymetli bir kazanım olarak görüyoruz.
“Yeni süreçte sınırlarımızın ötesindeki yapılanmalar tasfiye edilecek”
Asırlık eksikliğini tamamlayarak ülkemize son 22 yılda eğitimden sağlığa, adaletten güvenliğe, ulaşımdan enerjiye, sanayiden tarıma her alanda çağ atlattık. Geriye kalan sorun başlıklarının en önemlisi olan terörü, yurt içinde zaten bitme noktasına getirdik. Yeni süreçte sınırlarımızın ötesindeki yapılanmaları da tasfiye ederek demokrasinin, hukukun, refahın ve hepsinden öte kardeşliğin asrı olarak 'Türkiye Yüzyılı'na güçlü bir başlangıç yapmayı hedefliyoruz. Sınırlarımızın içinde gerçekleştiremediklerimizi, sınırlarımız dışında başararak Türkiye'ye diz çöktürmek isteyenlerin heveslerini kursaklarında bırakacağız.
“Bu girişimin sizleri üzecek hiçbir şey yoktur, asla olmayacaktır”
Kandan, kargaşadan ve gözyaşından beslenen kaos tüccarlarına kazın ayağının hiç de öyle olmadığını göstereceğiz. Yıllardır bu milletin iliğini kemirenler kaybedecek, kazanan 85 milyon olacak, demokrasimiz olacak, ekonomimiz olacak, kardeşliğimiz olacak. Kazanan pasaportunu taşımaktan her zaman şeref duyduğumuz Türkiye Cumhuriyeti olacak. Kazanan aydınlık yarınlarımızın teminatı pırıl pırıl evlatlarımız olacak. Bunun için şehit yakınlarımıza diyorum ki, bu girişimin içinde şehitlerimizin aziz ruhlarını muazzep edecek, sizleri üzecek, başını yere eğdirecek hiçbir şey yoktur, asla olmayacaktır.
“Hiçbir zaman siyasi ikbal kaygısıyla hareket etmedik”
Yarım asra yaklaşan siyasi hayatımızın hiçbir aşamasında siyasi ikbal kaygısıyla hareket etmedik ve etmeyiz. Her zaman bu ülkenin ve milletin yüksek çıkarlarını düşündük, istikbalini düşündük, huzurunu, refahını, birliğini, bekasını düşündük. Mesele Türkiye'nin geleceği olduğunda ne yapılması gerekiyorsa onu yapmaktan asla çekinmedik. Sizlerden provokatörlere prim vermemenizi, devletinize ve hükümetinize güvenmeye devam etmenizi özellikle rica ediyorum."