Erdoğan'dan Çözüm Süreci yorumu: Huzur, güven, barış ve refah...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet’in 102. yılı dolayısıyla yayımladığı mesajda “çözüm süreci” vurgusu yaptı. Erdoğan, “86 milyon insanımızın huzur, güven, barış ve refah içinde yaşayacağı terörsüz Türkiye menziline doğru da emin adımlarla ilerliyoruz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajda, hem iç politikada “terörsüz Türkiye” hedefini hem de dış politikada “daha adil bir dünya” vizyonunu vurguladı.
Erdoğan, mesajında “Cumhuriyet’imizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, Milli Mücadele'yi sevk ve idare eden Gazi Meclisimizin tüm mensuplarını şükranla anıyorum” ifadeleriyle başladı.
Yeni dönemde Türkiye Yüzyılı hedefleri doğrultusunda savunma, ekonomi, enerji, tarım ve dış politika alanlarında “ezber bozan atılımlar” yapılacağını belirten Erdoğan, 6 Şubat depremleri sonrası yıl sonuna kadar 453 bin konutun teslim edileceğini de açıkladı.
Mesajın en dikkat çeken kısmı ise, Cumhurbaşkanı’nın yeniden “çözüm süreci”ne gönderme yapan ifadeleri oldu. Erdoğan, “86 milyon insanımızın huzur, güven, barış ve refah içinde yaşayacağı terörsüz Türkiye menziline doğru da emin adımlarla ilerliyoruz” diyerek, terörle mücadele ve toplumsal barış eksenli yeni bir döneme işaret etti.
Erdoğan ayrıca, Türkiye’nin dış politikada aktif rol üstlenmeye devam edeceğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Gazze ve Filistin başta olmak üzere, pek çok kriz bölgesinde; arabuluculuk faaliyetlerimizle, diplomatik girişimlerimizle, insani yardımlarımızla akan kanı durdurmanın, kalıcı barışa giden yolu ardına kadar açmanın gayretindeyiz.”
Cumhurbaşkanı, konuşmasını “Bölgesinde lider, dünyada muteber, güçlü ve müreffeh Türkiye'yi hep birlikte inşa edeceğiz” sözleriyle tamamladı.
Analiz: Erdoğan’ın “terörsüz Türkiye” vurgusu ne anlama geliyor?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 29 Ekim mesajında geçen “terörsüz Türkiye menzili” ifadesi, son dönemde yeniden tartışılmaya başlayan “çözüm süreci” kavramına dikkat çekiyor.
Erdoğan, uzun bir aradan sonra ilk kez bu kadar açık biçimde “barış, huzur, refah ve birlik” ekseninde bir vizyon çizerken, mesajın zamanlaması da kritik: Türkiye, hem içeride Kürt meselesinin siyasi yansımalarını hem de dışarıda Suriye merkezli güvenlik denklemindeki yeni gelişmeleri aynı anda yaşıyor.
“Emin adımlarla ilerliyoruz” vurgusu, bir yandan iç güvenlikte yeni bir döneme hazırlığın, diğer yandan siyasi atmosferde yeniden “normalleşme” arayışlarının sinyali olarak okunabilir.
Ankara kulislerinde, Cumhurbaşkanı’nın bu söylemiyle toplumsal uzlaşı ve barış perspektifini yeniden gündeme taşıdığı yorumları yapılıyor. Ancak geçmişteki deneyimlerin aksine bu kez “siyasi değil, güvenlik merkezli bir çözüm dili” öne çıkıyor.
Dış politika cephesinde ise, Erdoğan’ın aynı mesajda Gazze ve Filistin vurgusunu öne çıkarması, Türkiye’nin hem bölgesel arabuluculuk rolünü hem de “adil barış” söylemini iç politikadaki barış çağrısıyla paralel kurguladığını gösteriyor.
Bu yönüyle Cumhuriyet’in 102. yılı mesajı, yalnızca bir bayram konuşması değil; hem iç hem dış politikada “yeni bir dönemin manifestosu” olarak da değerlendirilebilir.