Hatimoğulları’ndan ‘komisyon’ çıkışı: 'Yarın yapacağız’ diyerek ipe un seriliyorsa kabul etmeyiz'

Hatimoğulları, “Kişi niyet mesajlarıyla ve ‘hemen yarın yapacağız’ yaklaşımıyla ipe un seriliyorsa, bunu kabul etmek mümkün değildir” diyerek sürecin hızlandırılması gerektiğini vurguladı.

Hatimoğulları’ndan ‘komisyon’ çıkışı: 'Yarın yapacağız’ diyerek ipe un seriliyorsa kabul etmeyiz'

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Sayın Öcalan’ın özgür çalışabileceği, özgür yaşayabileceği, her kesimle görüşme yapabileceği bir ortamın sağlanması lazım. Bütüncül bir hukuka, özgürlük yasalarının çıkmasına ihtiyacımız var” dedi.

İstanbul Kadıköy’de, 1 Eylül Dünya Barış Günü mitingi düzenledi. Mitingde bir konuşma yapan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın koşullarına dikkati çekti.

Muhalefet üzerindeki baskıların ve düzenlenen operasyonların son bulması gerektiğini ifade eden Hatimoğulları, “Muhalefetin üzerindeki baskılar derhal son bulmalıdır. Seçilmiş belediye başkanları, İstanbul’un ve ilçelerinin, Mardin’in, Van’ın, Hakkari’nin iradesi, acilen serbest bırakılmalıdır” dedi.

“Demirtaş ve bütün Kobani tutsakları derhal serbest bırakılmalıdır”

Hatimoğulları Meclis’te kurulan çözüm süreci komisyonunun Öcalan’a görüşmesi gerektiğini de ifade etti. Tülay Hatimoğulları özetle şunları söyledi:

“1 Eylül’ün şöyle özel bir anlamı var: Biliyorsunuz 27 Şubat’ta Sayın Abdullah Öcalan’ın tarihi bir çağrısı gerçekleştirmiştir, Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı. Türkiye tarihi bir fırsat yakalamıştır. Bu tarihi fırsatı iktidar, muhalefet, devlet herkesin o kadar iyi değerlendirmesi gerekiyor ki, tarihte böylesi fırsatlar az gelir önümüze. Ama bu çağrının güçlü bir şekilde karşılık bulması için mevcut süreçte daha hızlı adımlar atılması lazım. Evet bir komisyon oluşturuldu. Bu komisyonun oluşturulması çok önemli, çok kıymetli ve parlamentonun yüzde 95’ini temsil ediyor bu komisyon. Bu komisyonda yer alan tüm siyasi partilere gösterdikleri sorumluluktan dolayı bir kez daha teşekkürlerimizi sunuyoruz. Ancak şunu da belirtmeliyiz: İyi niyet mesajlarıyla, 'Hele şu gün de geçsin yarın bakacağız, yarın yapacağız’ yaklaşımıyla ipe un seriliyorsa bunu kabul etmek mümkün değildir. Bugün bu komisyonun acil bir biçimde süreci hızlandırmak üzere yasal düzenlemeleri yapması lazım. Kayyum yasası ve demokratik yerel yönetimler yasasına kadar bunun yanı sıra, özellikle infazı yakılanlar ve aslında bir yasa çıkarmaya gerek olmadan atılması gereken çok önemli adımlar var. Bunlar hasta tutsaklarla, infaz yakmalarla Can Atalay’ın, Osman Kavala’nın, Çiğdem Mater’in, onlar hakkında verilmiş AYM’de AİHM kararlarının hayata geçmesi lazım. Aynı şekilde Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ve bütün Kobani tutsakları derhal serbest bırakılmalıdır.

"Öcalan’la bir an önce görüşme sağlanmalıdır"

Komisyonun adım atması gereken en önemli konulardan biri, Kürt halkının ve kendi örgütünün baş müzakereci olarak ilan ettiği Sayın Abdullah Öcalan’la bir an önce görüşme sağlanmalıdır. Sayın Öcalan’ın özgür çalışabileceği, özgür yaşayabileceği, her kesimle görüşme yapabileceği bir ortamın sağlanması lazım. Bütüncül bir hukuka, özgürlük yasalarının çıkmasına ihtiyacımız var. Bu konuda elimizden gelen her türlü çaba ve mücadeleyi hep beraber sürdüreceğiz. Bir kez daha diyoruz ki sadece komisyon değil; iktidar devlet, muhalefet, şu dönemde bunu net bir şekilde pratiğe yansıtmalıdır: Bu süreç bizim için hem Türkiye’nin barışı hem Ortadoğu’nun barışı için tarihi önemde bir fırsattır.

“Muhalefetin üzerindeki baskılar derhal son bulmalıdır”

Barış sürecinde samimi olanlar bilmeli ki, bir yandan barış diyeceksiniz, öte yandan muhalefete operasyonlara devam edeceksiniz. Bugün İstanbul’dayız. İstanbul’un nüfusu, Türkiye’nin neredeyse çeyreği. Büyükşehir belediye başkanları ve ilçe belediye başkanları tutuklu. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Muhalefetin üzerindeki baskılar derhal son bulmalıdır. Seçilmiş belediye başkanları, İstanbul’un ve ilçelerinin, Mardin’in, Van’ın, Hakkari’nin iradesi, acilen serbest bırakılmalıdır. Görevlerine derhal hepsi iade edilmelidir. Kayyumları, muhalefete baskıyı kabul etmiyoruz. Bize düşen en büyük görev, bu ülkede demokrasiyi tesis etmek.”