İlham Ahmed: “Türkiye ile barış temelinde ilişki kurmak istiyoruz”

Rojava Dış İlişkiler Dairesi Eş Başkanı İlham Ahmed, hem Rojava’nın Türkiye’ye diyalog kapısını aralayan hem de Şam’la yürüyen görüşmelerin nabzını gösteren bir açıklama yaptı ve Türkiye'nin barış konusunda samimi olması halinde, kendilerinin diyaloga her zaman açık olduklarını dile getirdi.

İlham Ahmed: “Türkiye ile barış temelinde ilişki kurmak istiyoruz”

Rojava Dış İlişkiler Dairesi Eş Başkanı İlham Ahmed, Türkiye’ye dikkat çekici bir diyalog çağrısında bulunarak, Suriye’nin istikrarı, Türkiye ve tüm bölgenin istikrarı anlamına geliyor. Komşularımızla ilişkilerimizin işgal veya dışlama değil, barış temelinde olmasını istiyoruz dedi.

Ahmed, Rakka’da Kadın Meclisi tarafından düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, Ankara’nın Suriye’nin kuzeyindeki varlığına değinerek, “Barış ve istikrar temelli ilişkiler kurmak istiyoruz. Türkiye eğer barış konusunda samimiyse, biz diyaloga her zaman açığız,” ifadelerini kullandı.

“Ademi merkeziyetçilik bir birleşme projesidir”

İlham Ahmed, bazı çevrelerin öne sürdüğü “bölünme” eleştirilerine karşı çıkarak, ademi merkeziyetçiliğin bir bölünme değil, birleşme projesi olduğunu söyledi:

“Bu, güçlerin birleşmesi ve Suriye’deki tüm bileşenlerin adil temsili projesidir. Dünya örnekleri, federal ya da merkezi olmayan sistemlerin istikrarın temeli olduğunu göstermiştir.”

Ahmed’e göre Suriye’nin geleceği, yerel yönetimlerin güçlendiği bir yönetsel modelde yatıyor. Bu model, hem etnik ve dini toplulukların temsiline olanak tanıyor hem de ekonomik ve idari etkinliği artırmayı hedefliyor.

Ahmed, Suriye hükümetinin sürdürdüğü merkeziyetçi sistemin “ülkenin kalkınmasını engellediğini” belirterek,

“Yetkiler paylaşılmalı, yerel yönetimlere karar alma, hizmet sunma ve istihdam yaratma konusunda daha büyük roller verilmelidir,”
dedi.

Rojava temsilcisine göre, mevcut yönetim modeli yerelde üretkenliği ve toplumsal katılımı bastırıyor. Bu nedenle “merkez–yerel denkleminin yeniden tanımlanması” hem iç barış hem de ekonomik toparlanma için şart.

Suriye geçici hükümetiyle müzakereler: “Adil temsil şart”

İlham Ahmed, Özerk Yönetim ile Suriye Geçici Hükümeti arasında süren görüşmelerin olumlu ilerlediğini belirtti:

“Amacımız, Suriye’nin geleceği ve tüm bileşenlerin gerçek katılımını güvence altına alacak yönetim ve askeri kurumlar konusunda anlaşmaya varmaktır.”

Ahmed, Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) Suriye ordusuna entegrasyonunun, birleşik bir ulusal ordu inşası yolunda “ilk adım” olduğunu vurguladı.
Bu ifade, DSG’nin gelecekte resmî bir ulusal ordu çatısında yer alabileceği yönünde önemli bir sinyal olarak değerlendiriliyor.

Ahmed, savaş ve çatışmalar nedeniyle ülkeyi terk eden milyonlarca kişinin durumuna da değindi:

“Göçmenler ve sığınmacılar, yaşamlarını ve mülklerini koruyacak garantilerle güvenli bir şekilde geri dönmelidir.”

Bu çağrı, özellikle Türkiye’de bulunan Suriyeli mülteciler açısından dikkat çekici. Rojava yönetimi, geri dönüşlerin güvenlik garantileriyle sağlanması gerektiği görüşünü tekrarlıyor.

Kadın Meclisi toplantısında konuşan Ahmed, kadınların barış sürecindeki rolüne özel vurgu yaptı:

“Kadınların ve tüm halkların haklarının korunduğu, adaletin tesis edildiği bir ülke istiyoruz. Kadınlar, Suriye’de barış ve daha iyi bir gelecek inşa etme konusunda kararlıdır.”

Ahmed’e göre, kadınların karar mekanizmalarına katılımı, sadece toplumsal adalet değil, aynı zamanda kalıcı barışın da temeli.

Analiz | Rojava–Ankara hattında yeni bir diyalog zemini mi?

İlham Ahmed’in açıklamaları, Ankara ile Şam arasında süren güvenlik eksenli görüşmelerin bir başka yansıması olarak okunabilir.

  • Türkiye, PKK ve bağlı yapılanmaları hedef alırken;

  • Rojava yönetimi, “barışçıl diyalog ve karşılıklı güven” çağrısıyla uluslararası meşruiyetini güçlendirmeye çalışıyor.

Özellikle son haftalarda BM’nin Suriye oturumlarında ve Irak’ın PKK yasağı sonrası gelişmelerinde öne çıkan “silahsızlanma ve yerinden yönetim” tartışmaları, İlham Ahmed’in açıklamalarına yeni bir stratejik bağlam kazandırıyor.

Ahmed’in sözleri, Rojava’nın hem Şam’la müzakere masasında kalmak hem de Ankara’ya mesaj vermek istediğini gösteriyor:

“Eğer Türkiye samimiyse, biz her zaman hazırız.”

Bu ifade, Rojava’nın diplomatik söyleminde bir yumuşama hattı olarak dikkat çekiyor.