Irak Başbakanı Danışmanı Şabender: Kürtler, kendi devletlerini kurma hakkına sahiptir
Irak'ın önde gelen siyasetçilerinden ve Başbakan Muhammed Şiya Sudani’nin Danışmanı İzzet Şabender, Kürtlerin kendi devletlerini kurma hakkına sahip olduğunu belirterek, "Ermenilerin, Çerkeslerin ve diğer tüm bileşenlerin devletleri varken, Kürtlerin neden olmasın? Kendi devletlerine sahip olmaları gerçek bir haktır" dedi.

Rûdaw Medya Grubu’nun sponsorluğunda Bağdat'ta düzenlenen Demokrasi Gözlem Konferansı'nın ilk panelinde, İzzet Şabender, dikkat çekici açıklamalarda bulundu.
Şabender, Kürtlerin kendi devletlerini kurma hakkına sahip olduğunu belirterek, "Ermenilerin, Çerkeslerin ve diğer tüm bileşenlerin devletleri varken, Kürtlerin neden olmasın? Kendi devletlerine sahip olmaları gerçek bir haktır" dedi.
Irak'ın mevcut yapısını eleştiren Şabender, "Açıkçası 'Irak devleti' demekten utanıyorum! Çünkü hiçbir kurum devletin bütününü oluşturmuyor. Paylaşımcılık var, güç mezhepsel ve etnik temellere göre bölünüyor" ifadelerini kullandı.
Irak demokrasisi ve Saddam dönemi anıları
Irak'taki demokrasi deneyimini değerlendiren Şabender, "Hiçbir parti demokrasiye karşı olamaz, çünkü bir kavrama inanmak, onu fiilen uygulamaktan farklıdır" dedi. Saddam Hüseyin rejimi dönemindeki baskıları kişisel bir anısıyla örnekleyen Şabender, şunları anlattı:
“Bir dönem Saddam rejimi nedeniyle saklanmak zorunda kalıyordum. O günlerde muhalif bir Kürt arkadaşımı zaman zaman ziyaret ederdim. Onun dört yaşında küçük bir kızı vardı; arada yanımıza gelir, babasıyla oynardı. Babası ona, ‘Git amca Saddam’ı izle’ diye takılırdı. Küçük kız da bu sözleri öğretmenine aktarıp, ‘Babam amca Saddam’ı her gördüğünde tükürüyor’ demiş. Bunun üzerine rapor tutuldu, arkadaşım idam edildi ve bu olay Irak gazetelerinde yayımlandı.
Yani Saddam’dan nefret etseniz bile çocuklarınızı onun gölgesi altında, ona sevgi gösteriyormuş gibi büyütmek zorunda kalıyordunuz.”
"Sosyal medya kaosu ve anarşiyi teşvik etti"
Şabender'e göre, Irak'ta demokrasinin sınırları aşılarak bir kaos ve anarşi ortamı oluştu. Bu durumun baş sorumlusu olarak kontrolsüz sosyal medyayı gösteren Şabender, "Bu kaosu ve anarşiyi teşvik eden ve demokrasinin sınırları dışında kolaylaştıran şey, üzerinde hiçbir kontrolün olmadığı ve herkesin istediği gibi konuşabileceği sosyal medyadır" dedi.
Demokrasinin yokluğundan daha önemli bir sorunun kaos ve anarşi olduğunu vurgulayan Şabender, "Bir toplum demokrasinin doğal sınırlarını aşarsa, etkileri ne olur? Bu yüzden çokluk azlık gibidir diyorum" diye konuştu.
Demokrasi yukarıdan değil, bireyden başlamalı
Demokrasinin yayılmasına ilişkin görüşlerini dile getiren Şabender, Irak'taki demokrasi düzeyinin bölgedeki ülkeler arasında en iyi düzeyde olduğunu ancak yolsuzluklar nedeniyle aksaklıklar yaşandığını ifade etti.
Şabender'e göre, demokrasinin yukarıdan, yani kurumlardan ve partilerden değil, birey düzeyinden başlaması gerektiğini belirterek, "Demokrasi her şeyden önce kişisel bir hak ve etik bir kavramdır. İnsan bireyi düşüncede ve duruşta demokratik olmalıdır" dedi.
Partilerin ve kuruluşların meşruiyetlerini üyelerinden alırken, siyasetin uzlaşmalara dönüştüğünü ve bunun ülkeyi boğazladığını savundu.
"Oy, daha çok para verenindir"
Seçimlerde oy toplama kriterlerinin değiştiğine dikkat çeken Şabender, "Son derece tehlikeli bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Seçim, demokrasinin tezahürlerinden biridir. Her yetkilinin sokağı kendine çeken söylemi veya teşviki nedir? Açıkçası, Kürt, Şii ve Sünni düzeyinde üzüntü vericidir" dedi.
Seçimlerde paranın belirleyici hale geldiğini vurgulayan Şabender, "Bugün, bu alanlardan birinde, oy daha çok para vereninindir diyebilirim. Hatta bu seçimlerde zirveye ulaştı, yani vatanseverlik, hizmet ve siyasi proje ile program kalmadı" diye konuştu.
Vicdanları satın almak için milyarlarca dolar harcandığını belirten Şabender, bu yöntemi dayatanların siyasi sahneden tamamen uzaklaştırılması gerektiğini savundu.
Şabender, Mela Bahtiyar'ın Kürdistan'ın demokrasi açısından Irak'tan daha ileride olduğu yönündeki sözlerine katılmadığını belirtti.
Erbil ve Süleymaniye'deki iktidarın miras yoluyla geçmesinin demokrasiye aykırı olduğunu söyleyen Şabender, "Bu Bağdat'ta yaşanmadı ama Süleymaniye ve Erbil'de yaşandı" dedi.
Demokrasinin bir kültür olduğunu ve toplumun bu konuda eğitilmesi gerektiğini vurgulayan Şabender, Saddam'ın devrilmesinin dış güçler tarafından gerçekleştiğini ve bunun Irak devletini de devirerek ülkeyi bir başıboşluğa sürüklediğini savundu.
"Irak Devleti demekten utanıyorum"
Şabender, bir kez daha "Açıkçası Irak devleti demekten utanıyorum, çünkü bütün olarak devleti oluşturan hiçbir kurum yok" dedi. Irak'taki paylaşımcılığın ve yetkinin mezhepsel ve etnik temelde bölüşülmesinin Amerikalılar tarafından getirildiğini belirten Şabender, "Ben Amerikalıların bu ülkeye getireceği hiçbir demokrasiye güvenmiyorum, hiçbir şekilde, Avrupalılar da asla" diye konuştu.
Irak halkının özelliklerini bilen bir Irak düşüncesine ve zihnine ihtiyaç olduğunu ve demokrasinin bu temelde tasarlanması gerektiğini ifade etti.
Kürtler kendi devletlerine sahip olma hakkına sahiptir
Şabender, federalizm ve bölgesellik üzerine konuşurken Kürtlerin kendi devletlerini kurma hakkına sahip olduğunu bir kez daha güçlü bir şekilde dile getirerek, "Kürt milleti bir Kürt devleti kurma hakkına sahiptir. Neden Ermenilerin devleti var, Çerkeslerin devleti var ve diğer tüm halkların devleti var da sadece Kürtlerin yok? Gerçek bir hakları var" dedi.
Ancak Şabender, bu hakkın zamanlaması ve yöntemi konusunda Kürtlerle hemfikir olmadığını belirtti. Anayasada yer alan bölgesellik ve federalizmin, Kürtleri mutlu etmek ve Irak'ın bölünmesine yol açan bir giriş olduğunu savundu. /Rudaw