İsrail merkezli Haaretz: Katar’dan sonra Türkiye hedef alınabilir, sonuçları felaket olur
İsrail merkezli Haaretz gazetesi, Katar’a yönelik saldırıların ardından Türkiye’nin de hedef alınabileceğini, böyle bir ihtimalin “felaket sonuçlara” yol açabileceğini yazdı.

Haberde, İsrail güvenlik ajansı Şin Bet’in, Türkiye’de konuşlu bir Hamas hücresinin İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’e suikast planını engellediğini açıkladığı, ancak Ankara’nın bu iddiayı reddettiği aktarıldı. Yazar, başarılı bir suikast girişiminin İsrail tarafından “casus belli” (savaş sebebi) olarak kabul edilebileceğini ve iki ülke arasında silahlı çatışma riskini artırabileceğini savundu.
Habere göre, Erdoğan yönetimi 7 Ekim sonrasında Hamas’ı kınamayı reddetti, İsrail’i “soykırım” ile suçladı ve söylemini giderek sertleştirdi. Bu süreçte Türkiye, İsrail’in hava sahasına ve deniz yollarına erişimine kısıtlamalar getirdiğini duyurdu. Haberde, bu adımların uluslararası hukukta “savaş eylemi” olarak değerlendirilebileceği, ancak uygulamada tutarsızlıklar bulunduğu ifade edildi.
Haaretz ayrıca, Ankara’nın ticareti kısıtlamasına rağmen Azeri petrolünün Türkiye üzerinden İsrail’e akmaya devam ettiğine, yaptırımlar ile fiili uygulamalar arasındaki çelişkiye dikkat çekti.
Stratejik tırmanış ve Suriye riski
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun 1915 Ermeni Soykırımı’nı ilk kez resmen tanıması, yazıda “stratejik bir tırmanış” olarak değerlendirildi. Türkiye’nin Hamas’a yıllardır siyasi barınak ve operasyonel destek sağladığı, bu yönüyle Katar’dan farklı, “aktif” bir rol üstlendiği iddia edildi.
Haberde ayrıca, iki ülkenin Suriye’de nüfuz alanları oluşturduğu, İsrail’in güneyde, Türkiye’nin ise kuzeyde etkinlik kurduğu belirtildi. Dar ve kırılgan olan “çatışmasızlık” kanallarının zayıfladığı, İsrail’in yakın dönemde Suriye’de Türk gözetleme ekipmanlarını vurduğu iddialarının “yanlış hesaplama” riskini artırdığı ifade edildi.
Askeri denge ve bölgesel etkiler
Yazıda, İsrail’in F-35 uçakları, Demir Kubbe savunma sistemi ve elektronik harp kapasitesiyle teknolojik üstünlüğe sahip olduğu, Türkiye’nin ise NATO içindeki konumu ve geniş kara ordusuyla sayı ve ölçek avantajına sahip bulunduğu aktarıldı. İsrail’in açıklanmamış nükleer kapasitesinin ise olası bir çatışmaya gölge düşürdüğü vurgulandı.
Böylesi bir savaşın Suriye’nin ötesine sıçrayarak Doğu Akdeniz’i, Türk donanması ile İsrail’in deniz enerji altyapısını karşı karşıya getirebileceği, ayrıca siber saldırılar, vekalet savaşları ve terör eylemleriyle tırmanabileceği öngörüldü. Haberde, Mısır, Yunanistan ve Körfez ülkelerinin taraf tutmaya zorlanabileceği, ABD, Rusya ve Çin’in de bu girdaba çekilebileceği uyarısında bulunuldu.