KCK yöneticisi: Öcalan'ın açıklaması görüntülü olmazsa kabul etmeyiz

PKK’nin üst düzey yöneticisi Besê Hozat, Abdullah Öcalan’dan gelecek mesajın görüntülü olamamasını kabul etmeyeceklerini belirterek “inandırıcı” olmaz dedi.

KCK yöneticisi: Öcalan'ın açıklaması görüntülü olmazsa kabul etmeyiz

PKK’nin üst düzey yöneticisi Besê Hozat örgütün televizyonuna PKK’nin tutuklu lideri Abdullah Öcalan’ın beklenen mesajı ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un “görüntü mesaj mevzuatta yok” açıklamalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Abdullah Öcalan’ın çağrı yapması yönündeki beklentilere dikkat çeken Besê Hozat, yazılı bir açıklamanın kabul edilemeyeceğini, açıklamanın mutlaka videolu olması gerektiğini söyledi.

"Yazılı Açıklama Mevzuata Uygun mu?"

Adalet Bakanı Tunç’un görüntülü mesajın mevzuata uygun olmadığı yönündeki açıklamasına tepki gösteren Hozat, “Peki, yazılı açıklama mevzuata uygun olacak mı? Önder Apo tecrit altındayken nasıl bir açıklama yapabilir? Eğer bir açıklama bekliyorsanız, önce tecrit sistemini kaldırın” ifadelerini kullandı.

Hozat “ Bu sürece nasıl yaklaştıklarını, Önder Apo’ya, Kürt halkına, Türkiye toplumuna, Türkiye halklarına, dünyaya, dünya halklarına, toplumuna nasıl yaklaştıklarını, ne kadar gayrı ciddi yaklaştıklarını ortaya koyuyor. O zaman siz oyun mu oynuyorsunuz? Siz ne yapmak istiyorsunuz?” şeklinde tepki gösterdi.

“Yazılı olursa inandırıcı olmaz”

Hozat, “Önder Apo’nun çağrısını bir başkası okuyarak iletirse bunun hiçbir inandırıcılığı olmaz. Hareketimiz ve halkımız bunu kabul etmez” dedi.

 “Kimse böyle boş hayallere kapılmasın”

Abdullah Öcalan’ın 15 Şubat’ta yapması beklenen çağrının gecikmesi üzerinden süren tartışmalara dikkat çeken Besê Hozat, “Koşullar değişti mi Önder Apo çağrı yapsın, kimse sormuyor. Kendi hukuklarını, uluslararası hukuku ayaklar altına almışlar. Her şeyden önce bunun uygulanması gerekiyor. O yüzden yasal, hukuki düzenleme yapılması gerekiyor. Önder Apo’nun koşullarının değiştirilmesi, iyileştirilmesi gerekiyor. Tecridin tamamen ortadan kalkması gerekiyor, Önder Apo’nun özgür olması, serbest olması gerekiyor. Özgür yaşar ve çalışır koşullara sahip olması gerekiyor ki Önder Apo rolünü oynasın, çalışabilsin, demokratik dönüşüm sürecini yapılandırabilsin, yönetebilsin. Bunlar olmadan nasıl olacak? İlla da yapsın çağrıyı fakat görüntülü yapmasın, yazılı yapsın, kendisi de değil birileri alsın okusun onun adına! Biz bunu şiddetle reddediyoruz. Bunun hiçbir inandırıcılığı olmaz. Hiçbir etkisi olmaz, olur mu böyle şey. Sen Önder Apo’yu işkence ve tecrit koşullarında tutacaksın, Önder Apo adına birileri de bir belge okuyacak. Hareketten de halktan da bunun gereklerini yerine getirmesini bekleyeceksin. Bu boş bir hayaldir. Kimse böyle boş hayallere kapılmasın. Böyle gayrı ciddi yaklaşımları kimse ciddiye almaz, ciddiye almayız" dedi. 

"Anlaşma Söz Konusu Değil"

Öcalan’ın devletle bir anlaşma yapıp yapmadığı yönündeki tartışmalara ilişkin de Hozat, “Şu an Önderliğin devlet ile yaptığı bir anlaşma, uzlaşma, yazılı ya da sözlü bir durum söz konusu değil. Mücadele sonucunda devlet tecridi gevşetmek zorunda kaldı. Ancak bu bir anlaşma değil, halkın direnişi karşısında zorlanan bir iktidarın mecbur kaldığı bir durumdur” dedi.

Öcalan’ın “demokratik dönüşüm süreci” olarak tanımladığı aşamaya işaret eden Hozat, bu sürecin büyük bir dönüşüm hamlesine öncülük ettiğini vurguladı. “Önderlik, Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Kürt halkının özgürlüğü temelinde büyük bir dönüşüm gerçekleştirmek istiyor. Ancak mevcut iktidarın politikaları, sürecin sağlıklı ilerlemesine engel oluyor” diye ekledi.

Hozat, Öcalan’ın çağrısının geniş kitleler tarafından kabul görebilmesi için doğrudan kendisi tarafından, görüntülü bir şekilde yapılması gerektiğini belirterek, “Önder Apo’yu görmeliyiz, sesini duymalıyız. Aksi halde hiçbir anlamı olmaz” dedi.