Koçyiğit’ten ‘Demirtaş’ tepkisi: On defa da altına mektup yazar gibi 'serbest bırak' mı yazsın?

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit ile AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel arasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Selahattin Demirtaş davasının siyasi olduğu yönünde dün verdiği karara ilişkin tartışma yaşandı. Yüksel, "Mahkeme, iddia ettiğinizin aksine bu aşamada bireysel veya genel tedbirler belirtmesinin uygun olmadığına karar vermiştir" dedi. Koçyiğit ise, "Sayın Yüksel şuna cevap versin; AİHM iki defa üst üste diyor ki 'siz Selahattin Demirtaş ve arkadaşlarını haksız, hukuksuz, gerekçesiz bir şekilde tutukladınız ve cezaevine koydunuz siyasi saiklerle' diyor. Zaten tutukluluk hukuksuz diyor sana 10 defa da altına mektup yazar gibi 'serbest bırak' mı yazsın" diyerek tepki gösterdi.

Koçyiğit’ten ‘Demirtaş’ tepkisi:  On defa da altına mektup yazar gibi 'serbest bırak' mı yazsın?

DEM Parti tarafından Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Kobani Davası'nda tutuklu bulunan diğer siyasetçiler hakkında AİHM kararlarının uygulanarak siyasetçilerin serbest bırakılmaları için Meclis'te genel görüşme açılması önerisi reddedildi.

Önerinin gerekçesini açıklayan DEM Parti Urfa Milletvekili Dilan Kunt Ayan şunları söyledi:

"Kobani davası baştan sona demokratik siyasetin tasfiyesine dönük bir hamledir. Planlı ve siyasi bir organizasyonun yargı maskesiyle sahneye konulmuş bir halidir. Ne olmuştu; 6-8 Ekim 2014'te IŞİD barbar çetesi tarafından Kobani halkı yoğun bir saldırı altındaydı.

HDP ise kamuoyuna bir çağrıda bulunarak savaşa karşı barışçıl bir dayanışma gösterin dedi. Aradan dört yıl geçti, bu çağrıyı bir şiddet çağrısı olarak iktidarın savcıları ele aldı ve bir dosya açtı. Amaç; HDP fikriyatını aslında tasfiye etmek. Sandılar ki HDP bitecek, HDP'li siyasetçiler susacak. Ama onca baskıya rağmen HDP fikriyatı hala devam ediyor hem de milyonlarca insanın iradesiyle devam ediyor.

Dün İnsan Hakları Mahkemesi Selahattin Demirtaş Türkiye kararını verdi. Bu karar yalnızca Demirtaş'ın tutukluluğunun hukuksuzluğu değil aynı zamanda Kobani kumpas davasında tutuklu bulunan tüm siyasetçilerin tutukluluklarının siyasi amaçlı olduğunu açıkça ortaya koydu.

AİHM nazikçe 'bu bir kumpastır' dedi, 'bu tutuklamalarda makul bir suç şüphesi yoktur' dedi. Anayasa Mahkemesinin dört yıldan uzun süredir bu dosyayı incelemeyerek hak ihlali yaptığını belirtti. Tutukluluğun demokratik siyasete katılımını engellediğini ifade etti. Yani açıkça 'Kobani kumpas davası da yargı eliyle çökmüştür' dedi."

"Bu gece tahliye müzakeresinin o cezaevine de gönderilmesi gerekir"

Yeni Yol Grup Başkanvekili Mehmet Emin Ekmen ise, "Bu AİHM kararlarının Anayasa Mahkemesi kararlarının hatta yer yer Yargıtay kararlarının sanık aleyhine nasıl uygulandığının görüşmesidir. Bu, kampanyasının özünü 'senin başkan yaptırmayacağız' üzerine oturttuktan sonra başına olmadık işler gelen bir siyasetçinin başka siyasetçiler için de nasıl kötü bir örnek olarak sistem tarafından resmedildiğinin genel görüşmesidir" dedi.

CHP Kars Milletvekili İnan Akgün Alp ise şunları söyledi:

"Mahkeme kararında Selahattin Demirtaş'ın suç işlediğime dair kuvvetli şüphe bulunmadığını, Demirtaş'ın tutukluluğu yeterli gerekçe olmadan devam ettirildiğini, Demirtaş'ın avukatlarının dosyaya erişim hakkının ihlal edildiğini Selahattin Demirtaş'ın siyasi saiklerle özgürlüğünden alıkonulduğunu ve bu yargılamanın muhalefeti susturma amacı taşıdığını hükme bağlamıştır. Sayın Demirtaş'a toplamda 55 bin Euro hakları ihlal edildiği için tazminat verilmesine karar verilmiştir. Bu karar karşısında iki türlü davranış mümkündür; eski davranışlarınıza göre 'kararı tanımıyorum, saygı da duymuyorum' diyebilirsiniz. Ama bu sözleşmenin tarafı olan bir devletiz. Lamı cimi yok biz bu karar uymak zorundayız, gereklerini de yapmak zorundayız. Gereği eğer suç işlediğine dair bir şüphe olmaksızın sekiz buçuk yılını cezaevinde geçiren Demirtaş'ın tahliyesiyse bu gece tahliye müzakeresinin o cezaevine de gönderilmesi gerekir."

"Hukuk birikimiyle hiç bağdaşmayan bir konuşma"

Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel ise, "AİHM kararının asıl konusunun 6-8 Ekim olayları, bu olaylar sırasında işlenen şiddet eylemlerine binaen Eylül 2019 tarihindeki tutuklanmasına ilişkin olduğu görülmektedir. Bu son kararda AİHM'in kendisi de kararın özellikle daha önce verilen büyük daire kararında incelenen konuların bu davada da örtüştüğünün altını çizmiştir. Bu son kararda da AIHM'in aynı kararlarla ilgili farklı veya  makul şüphe değerlendirmesine girmeyip neredeyse sadece büyük daire kararını takip ettiğini görmek mümkündür. Mahkeme, iddia ettiğinizin aksine bu aşamada bireysel veya genel tedbirler belirtmesinin uygun olmadığına karar vermiştir" dedi.

Yüksel'in konuşmasının ardından yeniden söz alan Koçyiğit, "Bazı konuşmaları bazı konuşmacılardan dinleyince insan sukutu hayale uğruyor. Bu konuşmayı da büyük bir hayal kırıklığı ile dinledim. Hukuk birikimiyle hiç bağdaşmayan bir konuşmayı bir AIHM kararına karşı yapmış olmasınından dolayı da hayretlerimi ifade ederek başlamak isterim. Sayın Yüksel şuna cevap versin; AİHM iki defa üst üste diyor ki 'siz Selahattin Demirtaş ve arkadaşlarını haksız, hukuksuz, gerekçesiz bir şekilde tutukladınız ve cezaevine koydunuz siyasi saiklerle' diyor. AİHM, 'uzun tutukluluk bir hak ihlalidir' diyor. Sayın Yüksel'in buna bir cevabı var mı? Sayın Yüksel gerçeği tahrif ediyor" dedi.

"37 kişi yaşamını yitirmiş, toplam 761 kişi yaralanmış"

Yüksel ise, "AIHM kararının ne anlama geldiğini açıklamaya çalıştım. Şimdi yaşanan olaylarda 37 kişi yaşamını yitirmiş, 435'i sivil 326'sı güvenlik görevlisi toplam 761 kişi yaralanmış. Kurban eti dağıtan Yasin Börü katledilmiş. Onunla birlikte bütün Doğu Anadolu'da tesis edilen güven ortamına zarar veren şiddet eylemleri can ve mal kayıplarının yanı sıra ekonomi de dahil olmak üzere yaşama darbe vurulmuştur. Bütün bunlar cevap değil de nedir? Sizin önergenizdeki 'derhal serbest bırakma' ifadesi de bu kararda yoktur" ifadelerini kullandı.

Koçyiğit, "Zaten tutukluluk hukuksuz diyor sana 10 defa da altına mektup yazar gibi 'serbest bırak' mı yazsın" diyerek tepki gösterdi.