Lübnan'da Filistinli grupları silahsızlandırma süreci başladı

Lübnanlı ve Filistinli yetkililer, Lübnan'daki Filistin mülteci kamplarının silahsızlandırılması sürecinin ilk aşamasının başladığını açıkladı. Bu kapsamda Lübnan ordusu, Beyrut'taki Filistin mülteci kamplarından birine konuşlandı. ABD'nin Lübnan Özel Temsilcisi Tom Barrack, gelişmenin "tarihi" nitelikte olduğunu belirtti.

Lübnan'da Filistinli grupları silahsızlandırma süreci başladı

Lübnan ordusunun Filistin mülteci kamplarına konuşlanma süreci, Beyrut'un güney banliyölerindeki Dahiye bölgesinde yer alan Burc el-Barajne kampında başladı. Kampta ilk silahlar Lübnan ordusuna teslim edildi. Filistin ve Lübnanlı yetkililer dün geç saatlerde teslimatı doğruladı.

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, ilk silahların Lübnan ordusuna teslim edildiğini ve gelecek haftalarda Burc el-Barajne ile diğer kamplardan yeni teslimatlar beklendiğini söyledi.

Süreç diğer kamplara da yayılacak

Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyneh de Lübnan ordusunun, Burc el-Barajne'nin yanı sıra güneydeki Sur kentinde bulunan El-Buss kampındaki Filistinli gruplardan da silah teslim aldığını söyledi. Filistin merkezli WAFA ajansına yaptığı açıklamada sözcü, sürecin yakında diğer kamplara da yayılacağını belirtti.

Filistin mültecileriyle Lübnan devleti arasındaki iletişimden sorumlu Lübnan-Filistin Diyalog Komitesi, sürecin pilot proje olarak Burc el-Barajne'de başlatılacağını dün duyurmuştu.

Yetkililer, hangi grupların silah teslim ettiğini belirtmedi. Sosyal medyada dolaşan videolarda ise hafif silahlarla yüklü bir kamyonetin Lübnan ordusunun eskortluğunda kamptan çıktığı görüldü.

ABD temsilcisi: "Tarihi bir dönüm noktası"

Burc el-Barajne'deki teslimat, Lübnan'ın ülkedeki ağır silahların kontrolünü Lübnan ordusunda toplama çabasında önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Silah bırakması beklenen gruplar arasında devlet ordusuna rakip konumda olan Hizbullah da bulunuyor.

Son haftalarda Lübnanlı liderlerle görüşmeler yürüten Barrack, özellikle Hizbullah'ın tamamen silahsızlandırılması için baskı yaptı. Adımı "tarihi bir dönüm noktası" olarak tanımlayan Barrack, sosyal medyada paylaştığı mesajda şu ifadeleri kullandı:

"Lübnan hükümeti ve El Fetih'i, Beyrut'taki kamplarda gönüllü silahsızlanma konusunda vardıkları anlaşma için tebrik ederim. Bu, Bakanlar Kurulu'nun yakın zamanda attığı cesur adımların bir sonucu olarak büyük bir başarıdır. Birlik ve istikrar yolunda tarihi bir adım; barışa ve işbirliğine yönelik gerçek bir bağlılığı göstermektedir."

ABD'nin baskısı sonuç verdi

İsrail'in Lübnan'da Hizbullah'a karşı geçen kasım ayında sona eren savaşının ardından ABD aylardır Hizbullah'ın silahsızlanması için hükümete baskı yapıyordu. Lübnan hükümeti, 7 Ağustos'ta ABD'nin yol haritasında öngörülen hedefleri kabul ederek yıl sonuna kadar tüm silahların ordu kontrolüne alınması için bir plan hazırlanması talimatı verdi.

Hizbullah ise silahlarını teslim etmenin sadece İsrail'in işine yarayacağını söyleyerek planı reddediyor. Hizbullah, Kasım ayındaki ateşkese rağmen İsrail'in güney ve doğu Lübnan'daki Hizbullah hedeflerine neredeyse her gün saldırı düzenlemeyi sürdürdüğünü belirtti.

Mayıs anlaşmasının uygulanması

Dahiye'deki kamptaki teslimat, mayıs ayında Lübnanlı ve Filistinli yetkililer arasında imzalanan anlaşmanın uygulanması olarak da görülüyor. Bu anlaşma, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Beyrut'a yaptığı üç günlük ziyaretten sonra imzalanmıştı. Abbas ve Lübnanlı mevkidaşı Joseph Avn ortak açıklamalarında "silahların yalnızca Lübnan devletinin tekelinde olması" gerektiğini vurgulamış ve "devlet otoritesi dışındaki silahların dönemi sona ermiştir" demişlerdi.

Kampların tarihi ve mevcut durumu

Lübnan'da BM'ye bağlı Filistinli mültecilerle dayanışma ajansı UNRWA tarafından 1948 Arap-İsrail savaşından sonra kurulan 12 Filistin kampı bulunuyor. Şubat verilerine göre yaklaşık 500 bin Filistinli mülteci bu kamplarda kayıtlı.

1969'da imzalanan Kahire Anlaşması gereği, Lübnan ordusunun bu kamplarda yetkisi bulunmuyor; güvenliği Filistinli grupların kendi komiteleri sağlıyor. Bu politika, yıllar içinde militanlaşmayı artırmış ve kamplar içi şiddet olaylarına yol açmıştı. 2007'de kuzeydeki Nahr el-Bared kampında yaşanan çatışmalarda bu silahlar Lübnan ordusuna karşı kullanılmıştı.