MİT Akademisi Başkanı Köse: Öcalan’ın örgütüyle temaslarında duraksama yok

MİT Akademisi Başkanı Talha Köse, devam eden çözüm sürecine dair, “Daha önce hiçbir aşamada bu noktaya gelinmemişti” dedi. Süreçte asıl hedefin pozitif barışa ulaşmak olduğunu kaydeden Köse, “Barışın kalıcı hale gelmesi hukuki olarak garanti altına alınmalı” ifadesini kullandı.

MİT Akademisi Başkanı Köse: Öcalan’ın örgütüyle temaslarında duraksama yok

Milli İstihbarat Akademisi Başkanı Prof. Dr. Talha Köse Meclis Milli Dayanışma, Demokrasi ve Kardeşlik Komisyonu’nun akademisyenlerin dinlendiği 10’uncu toplantısında sunum yaptı.

Türkiye’nin kendine has bir çözüm/barış modeli olduğunu kaydeden Köse, “Orta Doğu'da yaşanan jeopolitik dönüşüm Türkiye için yeni güvenlik riskleri ortaya koyuyor. Bölgemiz gerçekten ciddi güvenlik riskleriyle, tehditlerle karşı karşıya. 100 yıl önce oluşturulan sınırların tasfiye olduğunu, bu sınırların silikleştiğini, bunun yerine yeni sınırlar oluşturulmaya çalışıldığını ve burada da farklı fikirlerin, farklı projelerin rekabet hâlinde olduğunu görmemiz gerekiyor. Dolayısıyla, bugün yaşadığımız süreci bu bağlamda ele almamız gerekir” diye konuştu.

Köse, Türkiye'nin içinde bulunduğu bölgesel konjonktürün ve dünyadaki değişimin sorunun suhuletle çözülmesini dayattığını kaydetti.

"Daha önce hiçbir aşamada bu noktaya gelinmemişti"

Devletin kurumsal bütünlüğünün de meseleyi sahiplendiğini ifade eden Köse, “Yalnızca güvenlik boyutunun değil, demokratik uzlaşı ve yasal çerçevenin kalıcı olarak inşasına odaklanması sayesinde daha önce ulaşılamayan kritik bir eşiğe gelinmiştir. Yani bu işin arka planı 30 seneye de götürülebilir ama daha önce hiçbir aşamada bu noktaya gelinememişti” ifadelerini kullandı.

Barış çalışmaları alanında nihai hedefin çatışmaların sonlandırılması  olmadığını kaydeden Köse, “Belki güvenlik perspektifi, askeri perspektif çatışmaları sonlandırmayı bir hedef olarak görebilir ama bizim baktığımız yerden barış çalışmalarında silahlı çatışmanın bitmesi negatif barışa tekabül eder, asıl hedef ise pozitif barışa ulaşmaktır” dedi.

"Barışın kalıcı hale gelmesi hukuki olarak garanti altına alınmalı"

Köse şöyle devam etti: “Şu anda içinde bulunduğumuz durum negatif barıştır. PKK'nın kendini feshetmesi ve silahları bırakma kararı alması, negatif barışın gerçekleştiğini bu aşamada göstermektedir. Ancak pozitif barışın inşası için daha etkili adımların da atılması ve barışın kalıcı hâle getirilmesi, hukuki olarak da bunun garanti altına alınması gerekmektedir.”

Süreci Büyük Türkiye Uzlaşısı olarak tanımlayan Köse, “Barışın bu aşamada sürdürülebilir hâle gelmesi için pozitif barış noktasında adım atılması ve hedefin ve çıtanın daha yüksek noktada tutulması gerekmektedir” dedi.

"Üçüncü taraflar devre dışı"

Dış aktörlerin ve üçüncü tarafların devre dışı bırakılmasının sürecin özgün yanlarından biri olduğunu belirten Köse, “Türkiye'nin bürokrasisi, siyaseti, akademisiyle kendi sorunlarını aşabilecek bir kapasitesi olduğu artık ortaya çıkmıştır ve bu yönüyle bu büyük Türkiye uzlaşısı yerli, millî kapasiteye dayalı bir barış mimarisi hedeflemektedir” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanının süreci doğrudan desteklediğini, MİT’in etkin rolü olduğunu belirten Köse, sürecin devlet sahipliğiyle ve siyasi iradeyle yürütüldüğünü ifade etti.

"Türkiye’nin bölgesel barış mimarisine katkı sunma niyeti"

Sürecin komşu ülkeler ve bölgesel yönetimlerle koordinasyon içerisinde götürülmeye çalışıldığını kaydeden Köse, MİT Müsteşarı İbrahim Kalın’ın ve devlet yetkililerinin sürecin dış boyutuna yönelik önemli temaslarda bulunduğunu, adımlar attığını anlattı. Köse, “İstikrar ve rızaya dayalı bir işbirliği anlayışı Türkiye'nin yalnızca iç değil, aynı zamanda bölgesel barış mimarisine katkı sunma niyetini de göstermektedir. Dolayısıyla, Türkiye aslında bu süreçte bölgesindeki, Suriye'deki, Irak'taki süreçlere de pozitif katkı yapma niyetindedir” dedi.

 “Türkiye'nin inşa ettiği bu modelin diğer uluslararası süreçlerden en büyük farkı toplumsal birliktelik ve güçlü ortak gelecek tahayyülüdür” diyen Köse, ideolojik ayrımların kurumsallaşmasından ziyade bütünleşmenin kurumsallaşmasına yönelik hukuki adımlar planlandığını ifade etti.

"Öcalan’ın örgütüyle temaslarında duraksama yok"

PKK lideri Abdullah Öcalan'ın Avrupa, Suriye ve Irak uzantılarıyla paralel temaslar yürüttüğünü ve bunun bütüncül bir çözüm arayışının yansıması olduğunu kaydeden Köse, “Bu temaslarda duraksama olmamaktadır. Bu durum süreçte sadece sahadaki şiddetin durdurulmasının değil, aynı zamanda örgütün çok katmanlı yapısının gönüllü şekilde çözülmesini hedefleyen derinlikli bir stratejinin yansımasıdır” dedi.

"Oyunbozanlara karşı önleyici mekanizmalar"

Süreçteki oyunbozan ve muhtemel oyunbozanlara karşı önleyici mekanizmalar geliştirildiğini anlatan Köse, ”Hem içeride hem de dışarıda sabote etme niyetini taşıyan çevrelere karşı titiz ve dikkatli takip süreçleri yürütülmektedir. Nitekim, bu sürece karşı olanların doğrudan ve dolaylı açıklamaları dünyanın birçok yerinden gelmektedir” ifadelerini kullandı.

"Sabotajlar olacaktır, tedbir alınması gerekir"

Köse, “Sabotajlar olacaktır, iç ve dış oyunbozanlar bu sürecin aktörlerine farklı önerilerle gelip bu süreci sabote etmeye çalışacaklardır. Şiddet ihtimali her zaman vardır, dünyada birçok barış süreci çok sayıda şiddetle bölünmeye, kesintiye uğramıştır. Dolayısıyla bu konuda tedbir alınması gerekir” dedi.

"Toplumsal sözleşmenin yeniden inşası"

Süreçte bütüncül bir perspektifin hedeflendiğini belirten Köse, “Yalnızca güvenlik hedefi değil, aynı zamanda bu toplumsal sözleşmenin yeniden inşası, siyasal mutabakatın kurumsallaşması ve uluslararası modelin geliştirilmesinde bu yaklaşım çok önemlidir” dedi.