MSB’den açıklama: SDG ulusal güvenliğimize tehdit oluşturmaktadır

Türkiye Milli Savunma Bakanlığı (MSB) kaynakları, "SDG terör örgütünün silahsızlanma ve Suriye devletine entegrasyon taahhütlerini yerine getirmemesi, Suriye'nin birlik ve bütünlüğü ile ulusal güvenliğimize tehdit oluşturmaktadır" ifadesini kullandı.

MSB’den açıklama: SDG ulusal güvenliğimize tehdit oluşturmaktadır

MSB kaynakları, Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanlığı'nda düzenlenen haftalık basın bilgilendirme toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Bakanlık kaynakları, "Türkiye'ye ait iki F-16 savaş uçağının, Rodos ile Meis arasında uçuş planı sunmadan hareket ederek, Atina Fır Hattı'nı ihlal ettiğine" yönelik Yunanistan basınında yer alan haberlere ilişkin de açıklama yaptı.

“Türkiye'ye ait iki F-16 savaş uçağı engellendi”

Kaynaklar, Ege ve Doğu Akdeniz'in uluslararası hava sahasında Deniz Kuvvetleri Komutanlığına ait uçaklar ile yıllardır deniz üzerinde düzensiz göçle mücadele ve tanımlanmış deniz resminin oluşturulması kapsamında Deniz Karakol uçuşları gerçekleştirildiğini ifade etti.

Bu uçuşların milli olduğu kadar NATO kapsamında da icra edildiğini belirten kaynaklar, şunları kaydetti:

"Bahse konu olay gününde de her zaman olduğu gibi Türk P-72 tipindeki Deniz Karakol Uçağı NATO (Associated Support) uçuşu olarak hem NATO hem de Yunanistan makamlarının bilgisi içerisinde görevini icra etmiştir. Buna rağmen Yunanistan tarafından bu silahsız uçağımıza Girit/Kastellion meydanından silahlı 2 adet F-16 uçağı ile reaksiyon gösterilmiş ve önleme yapılmıştır. Bu reaksiyona ilave olarak, Silahsız Deniz Karakol Uçağımızın uçuş emniyeti ihlal edilmiş ve uçağımız tehlikeli duruma sokularak taciz edilmiştir. Bu durum karşısında Hava Kuvvetleri Komutanlığımıza ait Ani Reaksiyon uçaklarımız tarafından, itidalli duruşumuz korunarak, istenmeyen olayların olmaması amacıyla uçaklar arasında gerekli ayrım sağlanmıştır. NATO makamları olay sonrası NATO raporlaşma usulleri aracılığıyla bilgilendirilmiştir. Bu olayın Yunanistan'ın son dönemde gerek söylemde gerek sahada attığı gerginliği artırıcı adımlarının yeni bir örneğini teşkil ettiği ve iki ülke arasında imzalanan 2023 tarihli Atina Bildirgesinin lafzı ve ruhuna aykırı olduğu değerlendirilmektedir. Türkiye olarak uzlaşmadan yana ve yapıcı yaklaşımımızı devam ettireceğiz. Amacımız bölgemizdeki olumlu atmosferin muhafaza edilmesi olup bu yöndeki çabalarımızı sürdüreceğimizi vurgulamak isteriz."

“Türkiye bu sürecin takipçisi olmaya devam edecek”

Bakanlık kaynakları, Demokratik Suriye Güçleri (DSG) hakkında da şu değerlendirmeyi yaptı:

"SDG terör örgütünün silahsızlanma ve Suriye devletine entegrasyon taahhütlerini yerine getirmemesi Suriye'nin birlik ve bütünlüğü ile ulusal güvenliğimize tehdit oluşturmaktadır. Türkiye olarak bu konudaki hassasiyetlerimiz nettir. SDG terör örgütünün süreci sabote eden tavırlarına izin vermeyeceğimiz ve Suriye'nin yeni yönetimiyle işbirliği içinde terörle mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğimiz defalarca belirtilmiştir.

SDG terör örgütü, Suriye ordusuna entegrasyon sürecine uymalı, Suriye'nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğüne zarar verecek her türlü eylem ve söylemden vazgeçmelidir. Türkiye bu sürecin takipçisi olmaya devam edecek ve gerektiğinde hem kendi güvenliği hem de Suriye'nin istikrarına katkı sağlamak için Suriye'ye her türlü desteği verecektir."