Şara: DSG’nin adem-i merkeziyet talebi, Irak ve Türkiye’yi riske sokar

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) ülkenin kuzey ve doğusu için önerdiği “ademi merkeziyetçilik” projesini eleştirerek, bunun “bölünme anlamına geldiğini” ve bölgeyi “geniş bir savaşa sürükleyebileceğini” söyledi.

Şara: DSG’nin adem-i merkeziyet talebi, Irak ve Türkiye’yi riske sokar

Şara, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu kapsamında düzenlenen Concordia Zirvesi’ne katılarak, ABD’nin eski CIA Başkanı ve Irak’taki ABD Kuvvetleri Komutanı General David Petraeus ile bir araya geldi.

DSG ile anlaşma ve silahların devlet tekeli  

Cumhurbaşkanı Şara, daha önce yıl sonuna kadar DSG ile yapılan anlaşmanın uygulanmasını umut ettiğini belirterek, “Suriye’nin kuzeydoğusunda DSG benzeri bir yapının sürdürülmesi Irak ve Türkiye’yi de risklere maruz bırakacağını” dile getirdi.

Şara, Suriye’nin çatışmalardan korunması için silahların yalnızca devletin elinde olması gerektiğini vurguladı.

DSG’ye “Suriye ordusuna entegrasyon” teklifinde bulunduklarını açıklayan Şara, Kürtlerin haklarının güvence altında olduğunu ve anayasanın bu hakları garanti edeceğini ifade etti.

Şara açıklamasında, Kürtlerin ülkenin kuzey ve doğusunda nüfusun yaklaşık yüzde 25’ini, Arapların ise yüzde 75’ini oluşturduğunu savundu.        

“Suriye halkının davası adil ve asildi”  

Konuşmasında Beşar Esad rejimine de değinen Şara, “Suriye halkının davası, savaş suçları ve toplu katliamlar işleyen bir rejime karşı yürütülen adil ve asil bir davaydı” dedi.

Son 60 yılda birçok sorun miras aldıklarını ve bunların ancak aşamalı olarak çözülebileceğini belirtti.

İdlib’de edindikleri deneyim sayesinde rejime karşı mücadelede daha az kayıpla ilerlediklerini aktaran Şara, rejimin düşüşünün bölge için yeni bir tarihsel aşama başlattığını, Suriye’nin bugün Batı ve ABD ile ortak çıkarlar geliştirdiğini söyledi.

Yaptırımlar ve ekonomi  

Suriye’nin yeni bir şansa ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Şara, ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye’ye yönelik yaptırımları kaldırdığını ancak Kongre’nin kalıcı bir adım atması gerektiğini ifade etti.

Şara, “Önceliğimiz, Suriye halkını ve topraklarını birleştirerek ekonomik kalkınmayı teşvik etmek, güvenlik ve istikrarı sağlamaktır” dedi.  

Sahill ve Süveyda’daki olayları soruşturmak için komiteler kurduklarını, ayrıca uluslararası soruşturma komitelerinin ülkeye girmesine izin verdiklerini kaydeden Şara, “Suriye, hukukun üstünlüğüne dayalı bir devlettir ve sivillere saldıran herkesi sorumlu tutmaya kararlıdır” diye konuştu.  

10 Mart Anlaşması’na vurgu 

Şara, 10 Mart 2025’te DSG ile imzalanan sekiz maddelik anlaşmaya değinerek, “DSG’ye Suriye ordusuna katılma teklifinde bulunduk ve Kürt haklarının korunacağı konusunda güvence verdik, ancak üzerinde mutabakata varılan hususların uygulanmasında gecikmeler yaşanıyor” dedi.

Anlaşmaya göre:

- Ülke genelinde çatışmalar duracak.

- DSG, Suriye devletinin savunma kurumunun bir parçası haline gelecek.

- Kürtlerin anayasal hakları güvence altına alınacak.

- Rojava’daki tüm sivil ve askeri kurumlar, sınır kapıları, petrol ve gaz sahaları Suriye devlet yönetimine entegre edilecek.

İsrail ile gerilim  

İsrail’in Suriye’ye yönelik saldırılarına da değinen Şara, “Suriye yeniden inşa sürecinde savaştan kaçınmaya çalışıyor. Ateşkes başarılı olursa, İsrail üzerinde anlaşılan hususlara bağlı kaldığı takdirde müzakereler ilerleyebilir” dedi.  

İsrail’in Suriye topraklarından çekilmesi gerektiğini vurgulayan Şara, “Asıl soru, İsrail’in güvenlik endişeleri mi yoksa yayılmacı emelleri mi olduğudur. Görüşmeler bu soruyu ortaya çıkaracaktır” ifadelerini kullandı.

“Suriye bir inşa sürecinde” 

Hükümetin kota yerine ortaklık ilkesine dayalı olarak kurulduğunu belirten Şara, “Suriye, tüm ülkelerle normal ilişkiler geliştirmek ve kimseye tehdit oluşturmamak istiyor. Ekonomiyi yeniden inşa etme konusunda yetkin kadrolara sahibiz ancak yaptırımların kaldırılması şarttır” dedi.  

Şara, Suriye halkının güçlü olduğunu ve ülkenin sorunlarını çözme kapasitesine sahip olduğunu belirterek, Suriye’nin küresel sistemin bir parçası olacağını sözlerine ekledi.