Suriye'de binlerce mahkumun infazından sorumlu 'Sednaya Cellatı' General tutuklandı

Suriye'nin “İnsan kesimhanesi” olarak bilinen Sednaya Cezaevinde binlerce mahkûmun infazından sorumlu olduğu iddia edilen Esad'ın eski generali Ekrem Sallum Abdullah tutuklandı

Suriye'de binlerce mahkumun infazından sorumlu 'Sednaya Cellatı' General tutuklandı

Suriye İçişleri Bakanlığı, Beşar Esad döneminde orduda görev yapan Tümgeneral Ekrem Sallum Abdullah’ın gözaltına alındığını duyurdu.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, Abdullah’ın “Sednaya Askeri Cezaevi’ndeki ciddi insan hakları ihlallerine karıştığı” ve mahkûmların infazlarından doğrudan sorumlu olduğu belirtildi.

Açıklamaya göre, Abdullah 2014-2015 yıllarında Savunma Bakanlığı’nda askeri komutanlık görevinde bulunmuş, öncesinde ise “çeşitli güvenlik birimlerinde aktif roller” üstlenmişti.

Bu tutuklama, rejimin 2011 sonrası dönemde ilk kez bu kadar üst düzey bir askeri yetkiliyi resmen yargı önüne çıkarması anlamına geliyor.

Sednaya: “İnsan kesimhanesi”nin gölgesinde

Şam’ın kuzeyinde yer alan Sednaya Askeri Cezaevi, onlarca yıldır Suriye rejiminin korku politikalarının simgesi olarak anılıyor.
Uluslararası Af Örgütü, 2017’de yayımladığı raporda Sednaya’yı “insan kesimhanesi” olarak tanımlamış ve 2011–2015 arasında her hafta 20 ila 50 mahkûmun idam edildiğini belgelediğini açıklamıştı.

Suriye merkezli Sednaya Tutuklular ve Kayıplar Derneği, iç savaşın başlamasından bu yana yaklaşık 30.000 kişinin cezaevinde tutulduğunu, ancak yalnızca 6.000’inin serbest bırakıldığını tahmin ediyor. Derneğe göre kalan binlerce kişi hâlâ kayıp — çoğunun akıbeti bilinmiyor.

Derneğin kurucu ortağı Diyab Siriye, AFP’ye yaptığı açıklamada, “Abdullah, Sednaya davasında şimdiye kadar tutuklanan en yüksek rütbeli şahsiyet. Komutanlığı döneminde en fazla infaz ve işkence yaşandı. O, bu suçlardan sorumludur,” dedi.

Uzmanlara göre, bu tutuklama iki farklı açıdan okunabilir:

  1. Rejimin kendi içinde kontrollü bir “temizlik” hamlesi,

  2. Ya da uluslararası topluma yönelik bir “reform ve hesap verebilirlik” mesajı.

Son haftalarda BM’de yürütülen Suriye’de savaş suçları ve kayıplar dosyası yeniden gündeme gelirken, 10 Mart Anlaşması sonrası Şam’ın iç dengeleri de dikkatle izleniyor.
Rejim içindeki bazı çevrelerin, özellikle askeri ve güvenlik kurumlarında sınırlı “sorumluluk adımları” atılmasını desteklediği konuşuluyor.

Ancak insan hakları örgütlerine göre, “tekil tutuklamalar”, on binlerce sivilin kaybolduğu sistematik ihlallerin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.

Analiz | Sednaya dosyasının uluslararası yankısı

Sednaya Cezaevi, Suriye iç savaşının sembol mekanlarından biri.

  • 2011 sonrası dönemde on binlerce muhalifin burada infaz edildiği iddia ediliyor.

  • Uluslararası Af Örgütü ve BM İnsan Hakları Komisyonu, bu infazların “devlet politikası düzeyinde işlendiğini” raporlarına geçirdi.

  • Esad yönetimi ise bugüne kadar bu suçlamaları sistematik biçimde reddetti.

Bu bağlamda Ekrem Sallum Abdullah’ın tutuklanması, sadece bir iç disiplin adımı değil; aynı zamanda Esad sonrası dönem için zemin yoklaması olarak da okunabilir.

Rejim, hem uluslararası toplumun baskısını azaltmak, hem de yaklaşan yeniden inşa sürecinde meşruiyet alanı yaratmak için sınırlı bir “göstermelik adalet” stratejisi izliyor olabilir.

Gözlemevi ne diyor?

İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, cezaevlerinde işkence, infaz ve kötü muamele sonucu hayatını kaybedenlerin sayısının 200.000’i aştığını bildiriyor. Kuruma göre, Sednaya başta olmak üzere rejim cezaevleri, modern tarihin en büyük sistematik gözaltı ve infaz merkezleri arasında yer alıyor.

Ekrem Sallum Abdullah’ın gözaltına alınması, uluslararası arenada dikkat çekerken, Suriyeliler açısından da karmaşık duygular yaratıyor. Kimi bunu “adaletin küçük bir adımı” olarak değerlendiriyor, kimi ise “rejimin yeni bir imaj operasyonu” olarak görüyor.

Ancak kesin olan şu: Sednaya’nın karanlık tarihi, Suriye’nin geleceğine dair tartışmalarda hesaplaşılmadan kapanamayacak bir dosya olarak kalmaya devam edecek.