Trump doktriniyle yeni Ortadoğu: Yüzyılın barış planı mı, Amerikan yüzyılının dönüşü mü?
13 Ekim 2025, modern diplomasinin seyrini değiştiren bir tarih olarak kayıtlara geçti. Şarm eş-Şeyh’te dünya liderleri, ABD Başkanı Donald Trump’ın açıkladığı “Yeni Doğu Barışı” planı etrafında birleşti. Yirmi maddelik plan, Suriye’den Lübnan’a uzanan yeni bir jeopolitik dönüşümün kapılarını aralıyor.

KRDnews: Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde düzenlenen “Barış Zirvesi”, Ortadoğu diplomasisinde yeni bir dönemi başlattı.
Esirlerin serbest bırakılması ve ateşkesin ardından ABD Başkanı Donald Trump, 20 maddelik “Yeni Doğu Barışı” planını açıkladı.
Plan, çatışmaların sona ermesini değil, bölgesel refah ve güvenliğin ortak bir mimariyle inşa edilmesini hedefliyor.
Zirvede yer alan Arap, İslam ve Batılı liderler, ekonomik entegrasyon, enerji paylaşımı ve yeniden inşa başlıklarında ortak irade beyan etti. Uzmanlara göre bu zirve, “Trump doktrininin” pratik zemine oturduğu ilk somut adım oldu.
Suriye: Yaptırımlar Kalkıyor, Yeniden İnşa Başlıyor
Barış planının ilk aşaması, uzun yıllardır yaptırımlar altında ezilen Suriyeyi kapsıyor.
ABD Senatosu’nun “Sezar Yasası” yaptırımlarını kaldırma kararı, Washington’un Şam’a yönelik stratejik tutum değişikliğinin en net göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Trump yönetimi, bu kararı “cezalandırma yerine iş birliği vizyonu” olarak tanımlıyor.
Yeni dönemde ABD özel sektörü ve bölgesel yatırımcılar, Suriye’de altyapı ve yeniden inşa projelerine dahil olacak.
Bazı analistler, bu adımı “Ortadoğu’nun Marshall Planı” olarak nitelendiriyor.
Diplomatik çevrelere göre Şam, Türkiye, Suudi Arabistan ve Mısır’la yeniden ilişkiler kurarken; İsrail’le dolaylı temaslar da başladı. Bu durum, savaş sonrası dönemde Suriye’nin rejimden bölgesel ortaklığa geçişini simgeliyor.
Lübnan: “Tek Ordu, Tek Silah” Dönemi
Planın ikinci aşaması Lübnan’a odaklanıyor.
Washington, Hizbullah’ın silahsızlandırılması ve İsrail sınırında kalıcı güvenliğin tesis edilmesini öngören bir çerçeve üzerinde çalışıyor.
ABD ve Fransa arabuluculuğunda 2024’te başlatılan görüşmeler başarısız olsa da, Trump yönetimi yeni bir diplomatik zeminde ilerlemeyi planlıyor.
Lübnan ordusunun güçlendirilmesi, uluslararası yardımların “tek ordu, tek silah” prensibine bağlanması ve 200 milyon dolarlık askeri destek paketi gündemde.
ABD ayrıca Hizbullah’ın “siyasi bir aktöre dönüşmesi” sürecine diplomatik destek vermeye hazırlanıyor.
Bölge uzmanlarına göre, Suriye’nin normalleşmesi ve Lübnan’daki milis yapının çözülmesi, İsrail’in kuzey cephesinde yeni bir güvenlik mimarisi anlamına geliyor.
Yeni Bölgesel Mimari: “Trump Planı” ve Abraham Anlaşmalarının Devamı
Trump’ın “20 Noktalı Planı”, 2020’de başlatılan Abraham Anlaşmalarının genişletilmiş bir versiyonu olarak yorumlanıyor.
Plan, Suudi Arabistan’ın da dahil olduğu yeni bir bölgesel blok oluşturmayı, İran etkisini sınırlamayı ve Körfez merkezli ekonomik iş birliğini güçlendirmeyi amaçlıyor.
ABD’nin yeni Beyrut Büyükelçisi Michel Issa’nın kasım ayında göreve başlaması bekleniyor.
Diplomatik kaynaklara göre Issa’nın önceliği, Lübnan’ı bu kırılgan süreçte istikrara taşımak olacak.
Trump yönetimi için nihai hedef net: “Savaş değil, refah üzerinden inşa edilen bir Ortadoğu.”