Tülay Hatimoğulları: Top artık iktidarın sahasındadır
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, ana muhalefet başta olmak üzere muhalefetin çözüm sürecinin dışında tutulmaması gerektiğini belirterek, "Öcalan'ın iletişim ve çalışma özgürlüğü başta olmak üzere atılması gereken adımlarla ilgili top artık iktidarın sahasındadır. Sorumluluk artık onlardadır" dedi.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin Meclis grup toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasına yoğun bakımda tedavisi süren Sırrı Süreyya Önder'e geçmiş olsun dileklerine ileterek başlayan Hatimoğulları, “Dün doktorlarının yaptığı açıklamada Önder'in hayati tehlikesinin artarak devam ettiğini söylediler. Çok üzgünüz ama umudumuzu yitirmeyeceğiz. Sevgili Sırrı Süreyya Önder, bu ülkenin acılarla ve umutlarla dolu hikayesinin bir parçasıdır. Hepimiz seni bekliyoruz” dedi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Hatimoğulları’nın konuşması özetle şöyle:
"Kürt Ulusal Konferansı demokratik bir geleceğin umudunu büyütmüştür"
26 Nisan 2025 günü Kamışlo'da Kürtler, Suriye ve Orta Doğu'nun halkları için çok önemli bir Kürt Ulusal Konferansı gerçekleştirdi. Bu konferans demokratik bir geleceğin umudunu büyütmüştür. Kürt halkı ve bölgedeki tüm halkların ortak eşit yaşamasını esas alan bu çalışma bizler için sonsuz değerdedir. Konferansta alınan kararların başta Kürt halkı olmak üzere Suriye halklarına ve Orta Doğu halklarına barışı getirmesini ve hayırlara vesile olmasını diliyoruz ve buradan bütün halklarımızı saygıyla, sevgiyle selamlıyoruz.
"Muhalefet bu mutabakat sürecinin dışında tutulmamalıdır"
Barış ve demokratik toplum ancak herkesin siyasi iradesine saygı duymasıyla gerçekleşir. Bugün İstanbul'dan Van'a, Şişli'den Halfeti'ye kadar halk iradesini yargı darbeleriyle ortadan kaldırmaya çalışmak, barış sürecine çok büyük zararlar vermektedir. Demokratik geleceğin umudunu baltalamaktadır. Çözüm en geniş mutabakata dayanarak sürdürülmelidir. Ana muhalefet başta olmak üzere, muhalefet bu mutabakat sürecinin dışında tutulmamalıdır. Bu sürecin dışında tutulması hedeflenirse ve benzer adımlar atılırsa ne yazık ki bu süreçler akamete uğrar, tarihte böyle örnekleri çok gördük. Barışla ortaya çıkacak demokratikleşmeyi yok saymak, siyasi rekabeti galip gelme üzerinden ele almak bu sürece büyük kaybettirir. Siyaset yapma hakkının da barışın da güvencesi hukuka dönmek, hukuku işletmektir ve demokratikleşmektir. Gelin barışı hukukla kuralım. Demokrasiyle görkemli bir hale getirip bu ülkenin geleceğine hep beraber armağan edelim.
"Top artık iktidarın sahasındadır"
Bakın geçtiğimiz hafta heyetimiz Adalet Bakanı ve heyetiyle çok önemli bir görüşme gerçekleştirdi. İnanın bu görüşmeden sonra her bir vekil arkadaşımız grup başkanvekillerimiz, eş başkanları olarak bizler her gün onlarca telefon alıyoruz. Acaba ne olacak? Acaba yargı paketinde ne olacak? Acaba bizim çocuklarımızı kapsayacak mı? Bu sorularla çok karşılaşıyoruz ve toplumun beklentisi bu anlamıyla artık çok büyük. Bu görüşmede barış ve çözümün zemininin oluşturulması için Partimizin önerilerini, halkın beklentilerini net bir şekilde ifade etti heyetimiz. Başta Sayın Abdullah Öcalan'ın iletişim ve çalışma özgürlüğü olmak üzere atılması gereken adımlarla ilgili top artık iktidarın sahasındadır. Sorumluluk artık onlardadır. Bu sorumluluğa göre hareket etmelerini beklediğimizin altını burada bir kez daha çizmek istiyorum.
“Sorumluluklarımızı fazlasıyla yerine getirmeye çalışıyoruz”
Demokratik çözüm için siyasi irade göstermek kaçınılmazdır. Bu siyasi iradeyi göstermek cesaret işidir, demokratikleşmeye olan bağlılığın göstergesidir. Bu kapsamda iktidarı halkın barış çağrılarına kulak vermeye, çözüm için somut ve güven verici irade ortaya koymaya davet ediyoruz. DEM Parti olarak barış ve çözüm süreci için topyekun bir seferberlik içindeyiz.
Biz DEM Parti olarak bu anlamıyla bütün görev ve sorumluluklarımızı fazlasıyla yerine getirmeye çalışıyoruz. Aynı şeyi Türkiye'deki bütün siyasi öznelerden, aynı şeyi toplumun en geniş kesiminden, en geniş yelpazesinden beklediğimizi belirtmek isterim."
Hatimoğulları, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve örgütüyle iletişim kanallarının açılması gerektiğini söylerken,“Her fırsatta ifade ettiğimiz gibi, bu sürecin bir an önce sonuca bağlanması ve sürecin enfekte olmaması için hızlı adımların atılması gerektiğini en çok vurgulayan siyasi partiyiz” dedi.
Ayrıca, Abdullah Öcalan’la yapılan son görüşmeye de değindi. “Sayın Abdullah Öcalan, kendisiyle yapılan son görüşmede bu sürecin hızlı bir biçimde nihayete ermesi için İmralı’daki zor koşullara rağmen çalışmalarını sürdürdüğünü ifade etti” diyen Hatimoğulları, Öcalan’ın PKK'ye ve kamuoyuna kongre koşullarının en hızlı şekilde oluşturulması yönünde çağrıda bulunduğunu aktardı.
Bu kapsamda güvenli bir ortamın sağlanmasının ve Abdullah Öcalan’ın örgütüyle iletişim kanallarının açılması gerektiğine dikkat çeken Hatimoğulları, “Heyetimizin Adalet Bakanı ile yaptığı görüşmede de bu durumun önemi açıkça ifade edilmiştir. Bu sürecin enfekte olmadan, kısa bir süre içerisinde başarıyla sonuçlanabilmesi için acil ve hızlı adımların atılması gerektiğini buradan bir kez daha vurguluyoruz” dedi.
Devlet Bahçeli’nin Kamışlı’da gerçekleşen Kürt Ulusal Konferansı’na ilişkin sözleri de Tülay Hatimoğulları’na soruldu. Bahçeli, konferansta alınan kararlara tepki göstermiş ve DEM Parti’nin de bu sürece tepki vermesi gerektiğini ifade etmişti. Konferans için “Kamışlı provokasyonu pişmiş aşa su katma yeridir” değerlendirmesinde bulunmuştu.
Hatimoğulları ise, söz konusu konferansa ilişkin yaptığı açıklamada, “Suriye’de gerçekleşen Kürt Ulusal Konferansı’nda alınan kararlara baktığımızda, bu sürecin Suriye halklarının ortak yaşam mücadelesine hizmet eden bir yönü olduğunu görüyoruz. Biz bu gelişmeleri, Sayın Abdullah Öcalan’ın yaptığı Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’na bir destek olarak değerlendiriyoruz. Konferanstan yapılan açıklamalar da bu yöndedir” dedi.
Bu sürecin hiçbir şekilde sabote edilmediğini vurgulayan Hatimoğulları, DEM Parti olarak sürecin sekteye uğramaması için ellerinden gelen tüm çabayı gösterdiklerini ifade etti. “Sayın Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrının, aynı zamanda Sayın Devlet Bahçeli’nin de başlatmış olduğu sürecin başarıya ulaşması için her türlü emeği vermeye, her türlü çabayı göstermeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.