'Türkiye-Fransa rekabeti, Şam-Suriye Kürtleri müzakerelerini zorluyor'
Al-Monitor’a konuşan bölge yetkilileri, Ankara’nın Şam’a Paris’te yapılması planlanan görüşmeleri iptal etmesi için baskı yaptığını aktardı. Türkiye’nin, Fransa’nın sağlayacağı desteğin müzakereleri Kürtler lehine çevirebileceğinden endişe ettiği belirtildi.

Türkiye, Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani ile Suriye Kürt liderleri arasında Paris'te yapılması planlanan görüşmenin engellenmesi için yoğun diplomatik baskı uyguluyor. ABD merkezli Al-Monitor haber ajansına konuşan üç bölgesel yetkili, Ankara’nın görüşmenin iptali için Şam yönetimine baskı yaptığını doğruladı.
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Şam’a gerçekleştirdiği ziyarette geçici Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara ile bu konunun da gündeme geldiği bildirildi. Ziyaret, Türkiye’nin, Kürtler ile Şara arasında 10 Mart’ta imzalanan ve Kürt sivil ve askeri yapıların merkezi yönetime entegrasyonunu öngören anlaşmaya bağlı kalınmaması halinde “belirsiz yaptırımlar” uygulama tehdidinin gölgesinde gerçekleşti.
Paris Görüşmesi Son Anda İptal Edildi
25 Temmuz’da Paris’te yapılması planlanan toplantı, Kürt heyeti Erbil’den yola çıkmaya hazırlanırken, Şam tarafından iptal edildi. Kürt heyetinin yolculuğu, Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani tarafından ayarlanmıştı. Erbil ile Paris arasında doğrudan uçuş bulunmuyor.
İptal için resmi gerekçe, Süveyda’da Dürzî çoğunlukla Bedevî Sünni aşiretler arasında çıkan ve 1.000'den fazla kişinin hayatını kaybettiği çatışmalar olarak gösterildi. Ancak kaynaklara göre asıl neden Türkiye’nin baskısıydı. Şam yönetimi, Kürtlerin Deyrezzor’daki bazı Arap bölgelerden çekileceğine dair güvence talep ederken, Kürt tarafı bu bölgelerde merkezi yönetimle “ortak idareye” açık olduğunu, ancak güvenliğin nihai bir siyasi çözüme kadar kendi sorumluluğunda kalması gerektiğini belirtti.
Ankara'nın Kaygısı: Fransa'nın Kürtleri Desteklemesi
Ankara, Fransa’nın Kürt yanlısı tutumunun müzakereleri Kürtlerin lehine çevireceğinden endişe ediyor. Bu nedenle görüşmelerin Paris yerine Amman’da yapılmasını önerdi. Bir kaynak, “Türkler, Paris’te yapılacak bir görüşmede yönlendirme şanslarının daha düşük olacağını düşünüyor,” diyerek Türkiye'nin görüşmelere dolaylı etkisinin azalmasından rahatsız olduğunu söyledi.
Türkiye'nin Suriye’de 10.000’in üzerinde askeri varlığı bulunuyor ve Şara ile ilişkileri, Suriye iç savaşının başlarında muhaliflere silah desteği verdiği dönemlere dayanıyor. Bu muhalif gruplar arasında Şara’nın eski lideri olduğu El Nusra Cephesi’nin de yer aldığı iddia ediliyor.
Dışişleri Bakanlığı ise Paris görüşmesine dair resmi bir açıklama yapmadı.
ABD'nin Rolü ve Yeni Tarih Belirsizliği
Fidan’ın ziyareti, ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın Şam’daki ziyareti ve milyarlarca dolarlık yeniden inşa projelerinin duyurulmasından bir gün sonra gerçekleşti. Barrack, Paris görüşmelerini organize eden isim olarak öne çıkıyor. Görüşmelerin 10-11 Ağustos tarihlerinde yeniden yapılması planlansa da kaynaklar, henüz kesin bir tarih belirlenmediğini ifade etti.
Demokratik Suriye Güçleri (DSG) Komutanı Mazlum Abdi, bu hafta Kürt yanlısı Yeni Yaşam gazetesine verdiği demeçte, Paris’e gitmeye hazır olduğunu açıkladı. Abdi ayrıca, Suudi Arabistan’ın ara bulucu olabileceği mesajını verdi.
Fransa ise Kürtlerle tarihsel olarak yakın ilişkiler kurmuş durumda. Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, Abdi ile birçok kez görüştü ve Nisan’da Erbil’de bir araya geldiler. Barrot, sosyal medya hesabından “Suriye’nin geleceği planlanırken Kürtlerin hakları ve çıkarları dikkate alınmalı,” açıklamasını yapmıştı.
Fransız akademisyen Fabrice Balanche’a göre, Fransa bölgede Türkiye’ye karşı bayrak göstermeye çalışıyor:
“Fransa, Şara’yı ağırlayan ilk ve tek Avrupa ülkesi olarak Türkiye’yi dengelemek istiyor. Aynı zamanda, Suriye'nin savaş sonrası yeniden yapılanmasında ekonomik çıkarlar da peşinde.”
Türkiye ve Fransa, yalnızca Suriye’de değil, Doğu Akdeniz ve Batı Afrika’da da nüfuz mücadelesi veriyor. Ankara, SİHA desteğiyle bazı Afrika ülkelerinde sahada etkinlik kurarken, Fransa’nın bölgedeki etkisini azaltıyor.
Ocak ayında Fidan, Fransa'nın DSG kontrolündeki bölgelerde asker konuşlandırmayı teklif ettiğine dair iddialara sert tepki göstermişti. Fidan, “Bazı küçük Avrupa ülkeleri, ABD şemsiyesi altında kendi çıkarlarını ilerletmeye çalışıyor, ancak bu hem kendilerine hem bölgeye fayda sağlamıyor,” demişti.
PKK-YPG İlişkisi ve Öcalan Faktörü
Türkiye, görüşmelerde terörle mücadele kapsamında PKK ve YPG konusunu da gündeme getirdi. Şam yönetimiyle işbirliği içinde YPG’ye karşı operasyonel adımların değerlendirileceği bildirildi. Ankara, PKK’nin Suriye kolu olarak gördüğü YPG’nin DSG içerisindeki etkisinin kırılmasını istiyor.
Türk Dışişleri’nden bir kaynak, gazetecilere verdiği brifingde, Fidan’ın Şara ile IŞİD ve YPG’ye karşı işbirliğini görüşeceğini belirtti. Türkiye ayrıca, PKK lideri Abdullah Öcalan ile yürüttüğü temaslar kapsamında örgütün tamamen silah bırakması yönünde baskı yapıyor. Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “örgütün dağılması ve silah bırakması” çağrısının YPG’yi de kapsadığı görüşünde.
Ancak Abdi ve diğer üst düzey Kürt yetkililer bu çağrının yalnızca merkezi hükümetle kapsamlı bir anlaşmaya varılması halinde geçerli olacağını savunuyor. Medyaya sızdırılan görüşme notlarında, Öcalan’ın da bu görüşe katıldığı belirtiliyor.
TBMM'de kurulan özel bir komisyon, PKK mensuplarının silahsızlandırılması, affedilmesi ve geri kazandırılmasına yönelik yasal çerçeveyi oluşturmakla görevli. Komisyon, bu hafta ikinci toplantısını gerçekleştirecek. Türkiye Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 51 üyeli komisyona brifing verecek. /Al Monitor