Çandar: Kürdistan Bölgesi sürecin ‘kolaylaştırıcı’ rolünü üstleniyor

DEM Parti Milletvekili Cengiz Çandar, Erbil Forumu sonrası İlke TV’den Şirin Bayık’a konuştu. Türkiye’de başlatılan barış sürecine ilişkin Kürdistan Bölgesi’nin ‘kolaylaştırıcı’ rolüne dikkat çekerek, barışçıl çözüm arzusuna vurgu yaptı.

Çandar: Kürdistan Bölgesi sürecin ‘kolaylaştırıcı’ rolünü üstleniyor

Çandar, Başta Neçirvan Barzani olmak üzere Irak Cumhurbaşkanı ve diğer Kürt liderlerin bu süreçte sürekli temasta olacaklarını söyledi.

Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı tarihi çağrının yankıları sürüyor. Öcalan’ın örgütü PKK’ye yaptığı silah bırakma çağrısı ve PKK’den gelen olumlu yanıt ve ateşkes kararına gelen ilk tepkiler sürecin devamı açısından tarihi bir öneme sahip. Çağrı öncesi ise Öcalan’ın mektup gönderdiği ve İmralı Heyeti’nin görüşmeler gerçekleştirdiği önemli noktalardan biri Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ydi. Geçtiğimiz hafta Rudaw Araştırma Merkezi’nin düzenlediği Erbil Forumu’na katılan ve Kürt liderlerle çeşitli temaslarda bulunan DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar, Kürdistan bölgesi’nin bu süreçte üstlendiği role ilişkin İlke TV’nin sorularını yanıtladı.

‘Süreç orada yakından takip ediliyor ve barışçıl sonuca ulaşması isteniyor’

Çandar, Kürt Yönetimi’nin Türkiye’de başlatılan sürecin bir parçası olduğuna işaret ederek “Zaten bu sürecin bir parçası onlar. Çünkü nerden baksanız bu süreç yol alacaksa Öcalan’ın çağrısında ortaya konduğu gibi PKK’nin Kandil’de kongre yapması ve o kongrede silah bırakması kendisini feshetmesi ile sonuçlanacak bir süreç. Orası  Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin alanı, dolayısıyla atılacak her adım, hukuki yan ürünleri onları ilgilendiriyor. Dolayısıyla onların hem Türkiye’deki iktidarla ve devletle hem DEM Parti ile hem PKK’nin kendisi ile sürekli ilişkide olması gerekiyor. Dolayısıyla bu süreç orada yakından takip ediliyor ve Türkiye’deki Kürt meselesinin en sonunda bir barışçıl bir şekilde sonuca ulaşması çok isteniyor” ifadelerini kullandı.

‘Hem çatışmalı ortam onları aleyte etkiliyor, hem Kürt soydaşları..’

Kürt meselesinin çözümsüzlüğünün doğrudan etkilediği bir yer değerlendirmesi yapan Çandar,  bunu iki başlık altında aktardı; “Türkiye’deki Kürt meselesinin bugüne kadar içerdiği gerginlik onlara çok aleyhte yansıyor. Nereden baksanız Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin toprakları Türk silahlı güçleri ile PKK’nin silahlı çatışmasına sahne oluyor. Diplomatik baskı altına giriyorlar. Manevra alanları kısıtlanıyor. Hem de Türkiye’deki Kürtlerle soydaş olmaları nedeniyle dikkatle izleniyor ve çözüm arzu ediyorlar.”

‘Kürt liderlerinin dilinde çok ciddi değişiklikleri gözledik’

Erbil dönüşü izlenimlerini aktaran Çandar, Kürt Yönetimi’nde dikkat çeken bir değişimi de şöyle aktardı; “Kürt liderlerinin dilinde çok ciddi değişiklikleri gözledik. Neçirvan Barzani ‘Başkan Öcalan’ dedi. ‘Doğru mu duyduk?’ dedik önce ama birkaç kez ‘Başkan Öcalan, yani Serok’ tabirini kullandı. Bu ilginçti, not ettik. Kubad Talabani’nin de dilinde benzer şekilde değişiklik gözlemledik. Demek ki giden mektuplar orada olumlu etkiler bırakmış ve hitap değişikliğini fark edebiliyoruz.”

‘Bir iki haftada ortalık güllük gülistanlık olmayacak, sabır ve süre lazım’

Sürece ilişkin Kürt Yönetimi’nin ‘kolaylaştırıcı’ rolünün altını çizen Çandar, dikkat çeken bir bilgi de paylaştı. Erbil Forumu devam ederken Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı açıklama öncesi Kürt Yönetimi’nde PKK’nin kongre kararına dair haber aldıklarını belirtti. “Neçirvan Barzani’nin konferansta yaptığı konuşmasında daha Öcalan’ın çağrısı yayınlanmadan önce PKK’nin kongre toplayacağı haberini elde etmiş olduk. Ama konuşmasının devamında ‘bir iki haftada ortalık güllük gülistanlık olmayacak, sabır ve süre lazım’ dedi. O yüzden en az 3-4 ay bu işlerin kongre toplanması işte silah bırakılması tartışmalarının gideceğini tahmin ediyoruz ve onlar da en başta Neçirvan Barzani, işin içindeler. Kürt liderleri, Irak Cumhurbaşkanı da -ki kendisi de Kürt-, sürekli devrede olacaklarını anlıyoruz. Bu zaten 4-5 ay sürecekse, onlar sürekli bu işin bir yerinde bir temas noktası olacaklar. Hem PKK ile hem Türkiye’deki devlet unsurları ile. Bu süreçte ise kolaylaştırıcı bir rol üstleniyorlar ve bu süreci olumlu etkiler.” Yazının tamamı...