Hatimoğulları: Türkiye Kuzey ve Doğu Suriye’yi ziyaret etsin, oradan da heyet gelsin
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Türkiye’nin “Kuzey ve Doğu Suriye”yi ziyaret etmesinin, oradan gelen heyetlerin de Ankara’da ağırlanmasının barış sürecine büyük katkı sağlayacağını söyledi.

Meclis'te yeni çözüm süresi kapsamında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin teklif ettiği Meclis komiyonunun bir an önce kurulması gerektiğini de söyledi
Eş Başkan Hatimoğulları, yeni anayasa tartışmalarına dair de "Toptancı yaklaşımlardan çıkarak, herkesi sürece katacak bir yol temizliğine ihtiyaç var" dedi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin grup toplantısında gelişmeleri değerlendirdi. Hatimoğulları özetle şunları söyledi:
“Türkiye’nin tarihsel geçmişi ve jeostratejik konumu, bölgedeki rolünü daha kritik bir eşiğe taşımıştır. Türkiye’nin artık taraf olmaktan çıkıp sorunları çözen ve bölge barışı için arabulucu öncü rol üstlenmesi çok önemlidir, acildir, elzemdir. Bölgenin buna çok ihtiyacı var. Bu yaklaşım hem Türkiye toplumunun faydasına hem de bölgenin barışına çok büyük katkılar sağlayacaktır. Buna canı gönülden inanıyoruz. Örneğin Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’yi ziyaret etmesi, oradan gelen yönetimlerin Ankara’dan ya da Rojava’da ağırlanması gibi. (Bunun) Barış sürecinin daha sağlıklı adımlarla ilerlemesine büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz. Atılacak bu adımlar, Türkiye'nin ve bölgenin barışına büyük katkılar sağlayacak. Buradan bir kez daha çağrımızı yineliyoruz; gelin barışı hep beraber inşa edelim. Aynı zamanda bölge barışını gelin hep birlikte kuralım. Gelin demokratik bir Türkiye ve demokratik bir cumhuriyeti hep beraber inşa edelim.”
“Bizler barış ortamını nasıl inşa edeceğiz?”
Tülay Hatimoğulları, siyası serbest bıraktıracak olan Covid-19 düzenlemesinin 10. Yargı Paketi'nden çıkarılmasının toplumdaki güvensizliği arttırdığını söyledi.
Hatimoğulları, "Sürecin hukuki altyapısının kurulmamasına güvensizlik varken bizler barış ortamını nasıl inşa edeceğiz? Bu çok büyük bir soru olarak durmuyor mu karşımızda? Bakın onbinlerce mahpus, bayramı evinde geçirmek için hayal kurdu. Aileleri burada ve onlar da yakınlarıyla bayramı kutlayacaklarını bekliyorlardı. Milyonların umudu AKP’nin kaygılarına kurban edilmemelidir. Bu toplumun kaygısı bütün siyasi partilerin kaygılarından daha önemlidir. 86 milyon yurttaşın kaygısı, ortak kaygılarımız bir siyasi bir siyasi partiyi aşmalıdır. Biz bu sürecin sosyal, siyasal ve psikolojik eşiklere ihtiyacı olduğunu söyledik.
“Halk, 'bu sürece neden güvenilmeli' sorusunu soruyor”
Partimizin talebi net olarak şuydu: Covid yasasında istisna tutulan tüm suçları kapsayacak şekilde bu yasa yeniden düzenlenmelidir. Terörle Mücadele Kanunu’ndaki koşullu salıverme koşulları kaldırılmalıdır. Yaşlı mahpusların konutta infazları Terörle Mücadele Kanunu’na eklenmelidir. Hasta mahpusların tahliyesine engel olan 'Toplum güvenliği bakımından tehlikelilik' şartı kaldırılmalıdır. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarının, her düzenlemenin otomatik istisnası olması uygulamasına son verilmelidir. İnfaz düzenlemesine dair taleplerimiz bir lütuf değil, bir zorunluluktur. Bu talepler temel insan haklarına dayanmakta ve barış sürecinin ruhuna uygun düşmektedir.
Yasa taslağı genel kurula gelmeden saatler kala, iktidara bir kez daha açık çağrımızı yineliyoruz: Gelin, Covid düzenlemesini genişleterek bu adımı hep birlikte atalım. Bu bayramı, çifte bayrama dönüştürelim. İktidarın pratiklerine söylemlerine bakan halk, 'bu sürece neden güvenilmeli' sorusunu soruyor. Yine bu süreci çok olumlu karşılayan, "Hayırlı olsun, Türkiye’de yepyeni bir sayfa açılıyor' diyenler de bu gelişmeler dönüp baktığında aynı soruyu bir kez daha soruyor. Çok önemli bir soru. Su soruyu milyonlarca yurttaşımız soruyor… İktidar mutlaka bazı adımları atmalıdır. Bu konuda siyaset kurumuna çok büyük görev ve sorumluluklar düşmektedir. Ayrım gözetmeksizin bu sürecin toplumsallaşması bir mecburiyettir. Toplumsallaşmasının sağlanmasına siyaset öncülük etmelidir.
“Kurtulmuş'un 'komisyon kurulacak' söylemi son derece önemli”
Önemli gelişmelerden biri de Meclis'te kurulacak komisyon ile ilgili. Meclis Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş'un 'komisyon kurulacak' söylemi son derece önemli. Dün de kendisi bizi ziyaret etti. Görüşmede görüşlerimizi kendisiyle paylaştık. DEM Parti olarak komisyonun sonuç alıcı bir biçimde çalışmasının önemli olduğunu vurguladık. Ülkenin oyalanacak vakti yok. Komisyon bir an önce kurulmalı ve çalışmalarına aktif bir biçimde başlamalıdır. Sadece laf geliştirmeyen, somut önerileri ve takvimi olan ve bu takvime uyan, hesap verebilir bir mekanizmayı kastediyoruz.
Yerel yönetimlerden silahsızlanmaya, yargı işleyişinden kolektif haklara uzanan bir çok hayati gündem önümüzde durmaktadır. İşlevsel bir komisyonla hızlı adımlar atılabilir ve bu kısır döngüden çok hızlı bir biçimde çıkılabilir.
“Gerçekten sivil bir anayasa olmalıdır”
Anayasa tartışmaları gündeme gelmiş durumda. Anayasa tartışmalarını herhangi bir tabuya ve ya tıkayıcı tartışmalara kurban etmemek lazım. 'Anayasa için yeni bir anayasa diyorsak' anayasa gerçekten yeni olmalıdır. 'Vesayet rejiminden kurtulmuş sivil bir anayasa' diyorsak her türlü vesayet rejiminden kurtulmuş, gerçekten sivil bir anayasa olmalıdır. Bu konuda ana sorumluluk iktidardadır. Toptancı yaklaşımlardan çıkarak, herkesi sürece katacak bir yol temizliğine ihtiyaç var. Bu anlamda Sayın Bahçeli’nin yeni bir kimlik ve kardeşlik vurgusu önemlidir. En geniş toplumsal mutabakat, demokratik anayasa yapım sürecinin ruhunun vazgeçilmezlerindendir. Yine Sayın Özgür Özel’in ifade ettiği üzere anadilde eğitim ve kapsayıcı bir vatandaşlık tanımının da desteklendiği bir çözüm sunabilmelidir yeni toplumsal sözleşme. Anayasa bir toplumun eşit yurttaşlık hakkı temelindeki bütün haklarının ve hukukunun tesis edilmesi demektir. Ruhu ancak böyle şekillenirse gerçekten yeni ve demokratik bir anayasa olur. İç barışı tessis ve tahkim etmek, eşit vatandaşlık hukuku ve adaleti, özgürlükleri tessis etmekle mümkündür. Bunun yolu budur ve başka da bir yolu yoktur.