Şam ile Yabancı Taburcular Arasında “Sessiz Uzlaşma”: Türkiye Arabulucu Rolünde

Suriye güvenlik güçleri, El-Ghuraba Taburu lideri Fransız asıllı Senegalli savaşçı Omar Diaby (Omar Omsen) ile ön anlaşma imzaladı. Görüşmelerin, Türk istihbaratıyla temas hâlinde olan yabancı savaşçı temsilcilerinin arabuluculuğunda, İdlib’in kuzeyindeki Harim kentinde bulunan El-Ferdan mülteci kampında gerçekleştirildiği bildirildi.

Saha kaynaklarına göre anlaşma kapsamında, taraflar karşılıklı olarak askerî alarm durumunu sonlandırdı. Ayrıca Omsen’in geçmişteki “aşırılıklar ve ihlaller” dosyalarının Şeri mahkemelerine sevk edilmesi kararlaştırıldı. Buna karşılık El-Ghuraba Taburu, Suriye güvenlik güçlerinin kamp üzerindeki tam kontrolünü kabul etti.

Çatışma Eşiğinden Dönüldü

Anlaşma, son iki gün içinde tırmanan silahlı gerginliğin ardından geldi. Suriye güvenlik birimleri, Omar Omsen’in bir Fransız kadının kızını kaçırıp fidye talep ettiği suçlaması üzerine kampı kuşatma altına almıştı.

Omsen’in sivilleri “canlı kalkan” olarak kullanması üzerine, güvenlik güçleri doğrudan operasyon düzenlemekten kaçındı. Yetkililer, çatışma çıkmaması için “sivil kayıpları önleme” ilkesine öncelik verdiklerini vurguladı.

İdlib İç Güvenlik Komutanı Tümgeneral Gassan Bakir, operasyonun kamp sakinlerinin tekrarlanan şikayetleri üzerine başlatıldığını belirtti. Bakir, “Omsen teslim olmayı reddetti, güvenlik güçlerine ateş açtı ve içerideki sivillerin hayatını riske attı,” ifadelerini kullandı.

Omsen Kimdir?

Fransa’nın Nice kentinde doğan Omar Diaby, 2013’te Suriye’ye giderek radikal gruplara katıldı. Batılı ülkeler tarafından “küresel terörist” olarak tanımlanan Omsen, özellikle Fransız savaşçılardan oluşan El-Ghuraba Taburunun lideri konumunda.

Omsen, geçmişte Heyet Tahrir el-Şam tarafından 17 ay tutuklandıktan sonra serbest bırakılmış, ardından İdlib kırsalında “Fransız kampı” olarak bilinen özel bir yerleşim alanı kurmuştu. Burada özellikle kız çocukları için katı dini kurallar uyguladığı iddia ediliyor.

Türkiye’nin Sessiz Arabuluculuğu

Anlaşmanın, Türk istihbaratının sessiz arabuluculuğuyla sağlandığı bildiriliyor. Türk tarafının, Çinli Uygur ve Özbek gruplardan gelen temsilcilerle koordinasyon kurarak Suriye güvenlik güçleri ile El-Ghuraba Taburu arasındaki doğrudan bir çatışmayı önlemeye çalıştığı kaydedildi.

Analistlere göre bu uzlaşma, İdlib’in kuzeyinde artan güvenlik karmaşasını kontrol altına almak için hem Şam hem de Ankara açısından kritik bir adım. Bazı uluslararası gözlemciler ise gelişmeyi, Türkiye’nin “bölgesel dengeyi koruma ve yabancı savaşçı unsurları sınırlı bir kontrol altında tutma” stratejisinin bir yansıması olarak değerlendiriyor.

Tepkiler ve Olası Sonuçlar

Batılı güvenlik çevreleri, Omsen grubuyla yapılan anlaşmayı “radikal unsurlarla tavizli bir uzlaşma” olarak yorumlarken, yerel kaynaklar bu adımın “kan dökülmesini önlemeye yönelik insani bir önlem” olduğunu savunuyor.

Suriye güvenlik yetkilileri ise anlaşmayı, “hukukun uygulanması ve devlet egemenliğinin yeniden tesis edilmesi yönünde ara bir çözüm” olarak tanımladı.

Türkiye’nin arabuluculuğunda sağlanan bu ön anlaşma, İdlib’de yeni bir çatışma dalgasını önlemiş olabilir. Ancak uzmanlara göre, El-Ghuraba Taburu gibi yabancı savaşçı grupların varlığı, Şam yönetimi için uzun vadede ciddi bir güvenlik riski olmaya devam ediyor.