Babacan: PKK'nin feshi ile ilgili çerçeve oluşturulmalı

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin yönetimine “topyekûn talip olduklarını” belirterek, “Ülkeyi yönetmeye en hazır olan biziz. Sadece ekonomide değil, hükümetin sorumluluk alanının tümünde en detaylı hazırlığı yapan biziz” dedi.

Konuşmasının dikkat çeken bölümü ise, son dönemde sıkça gündeme gelen Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üzerineydi. Babacan, komisyonun bugüne kadar önemli dinlemeler yaptığını vurgulayarak, artık nihai rapor aşamasına geçilmesi gerektiğini belirtti:

“Komisyonun dinlediği misafirleri ve ifade edilen görüşleri demokratik bir olgunlukla kayda geçirilmiş olması olumlu. Ancak artık gecikiyoruz. Bu rapor, örgütün feshi ve tasfiyesi ile ilgili bir hukuk çerçevesi oluşturacak. Devlet birimlerinin yaptığı çalışmalar da masaya konulmalı.”

Babacan, raporun yalnızca örgütle ilgili teknik meselelerle sınırlı kalmaması gerektiğini, aynı zamanda demokrasi, temel haklar ve özgürlükler konusunda da perspektif sunması gerektiğini söyledi.

“Ümit ediyoruz ki komisyon, çoğulcu demokrasinin gereğini yerine getirir. Bugüne kadar sürdürülen mutabakat arayışının devam etmesini önemli buluyoruz.”

Kıbrıs mesajı: “Uluslararası hukukun gereği olarak garantörüz”

Babacan, konuşmasının bir bölümünde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yapılan seçimleri kazanan Tufan Erhürman’ı tebrik etti. Türkiye’nin garantör ülke olarak Kıbrıs Türk halkının güvenliği ve refahı için çaba göstermeye devam edeceğini belirten Babacan, “Kıbrıs milli bir davadır” dedi.

Ayrıca KKTC’nin “kumar, uyuşturucu ve kara para” ile anılan bir yer olmaktan çıkarılması gerektiğini vurgulayan Babacan, “Kıbrıs Türk halkının kendi kimliğiyle tanınabildiği bir gelecek hedefliyoruz” diye konuştu.

Ekonomide ‘menfaat şebekesi’ çıkışı

Babacan, konuşmasının ekonomi bölümünde ise “iktidara çöreklenmiş menfaat şebekesi” ifadesiyle sert eleştiriler yöneltti:

“Millet gerçekten aç. Sırtını devlete dayamamış her sektör kan ağlıyor. Toplumun fakir yarısı toplam servetin sadece yüzde 4’üne sahip. Türkiye’de büyük bir servet transferi yaşandı, yaşanıyor.”

Babacan, gelir ve servet adaletinin sağlanması için “menfaat şebekesinin dağıtılması” gerektiğini söyledi.