Yeni sürecin ilk anketi: Kürt meselesinde yeni dönem nasıl şekilleniyor?
Rawest Araştırma ve IstanPol’un ortaklaşa yürüttüğü “Kürt Meselesinde Yeni Dönem” başlıklı saha araştırması, Türkiye toplumunun siyaset, eşitlik ve çözüm sürecine dair kanaatlerine ışık tuttu.

Araştırmanın sonuçları bugün İstanbul'da düzenlenen toplantıyla kamuoyuna sunuldu. Türkiye genelinde 13-23 Mayıs tarihleri arasında 2 bin 10 kişiyle görüşmeler yapıldı. Yapılan görüşmeler hem siyasal gelişmelere hem de toplumsal beklentilere dair çarpıcı veriler ortaya koydu.
Kürt meselesinde algı: Eşitlik talebi hala güçlü
Araştırmaya göre Türkiye toplumunun büyük bölümü Kürt sorununun varlığını kabul ediyor. Türk katılımcıların yüzde 41’i, Kürtlerin ise yüzde 60’ı bu sorunun sürdüğünü belirtiyor. Devlet nezdinde eşitlik konusunda da farklılıklar dikkat çekiyor. Kürtlerin yarısı eşitlik sağlanmadığını düşünüyor.
Kürtler arasında en güvendiği liderler arasında Selahattin Demirtaş öne çıkarken, Türk ve diğer gruplarda Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel’in adı öne çıkıyor. Mansur Yavaş’a duyulan güven ise Kürt seçmen nezdinde en düşük seviyede.
Yeni sürece destek büyüyor ancak endişeler sürüyor
Araştırmanın dikkat çeken bulgularından biri de Ekim 2024’te Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla başlayan yeni sürece yönelik toplumsal destek. Destek oranı ekimde yüzde 45 iken, 2025 Mayıs’ında yüzde 66’ya kadar yükseldi.
Kürtler arasında destek yüzde 80’i aşarken, Türkler ve diğer gruplarda da ciddi bir artış var. DEM Parti seçmeni süreci en çok destekleyen grup olurken, CHP seçmeninin yarısı süreci destekliyor, yüzde 34’ü ise karşı çıkıyor.
Ancak süreci “başarılı” bulanların oranı yüzde 42’yi geçmiyor. Bu oran yalnızca AK Parti seçmeninde yüzde 50’yi aşarken, diğer partilerde oldukça düşük.
Süreç barış için mi?
Katılımcıların önemli bir bölümü, sürecin arkasındaki ana motivasyonun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı seçilmesini sağlamak olduğunu düşünüyor. Ancak aynı düzeyde bir kesim, sürecin Türk-Kürt eşitliği için yürütüldüğüne inanıyor.
PKK’nin silah bırakacağına olan inanç ise toplumda bölünmüş durumda. Kürtlerin üçte ikisi bu ihtimali güçlü görürken, Türklerde bu oran yüzde 42’ye düşüyor.
CHP’nin pozisyonu hala belirsiz
Araştırma, CHP’nin sürece yaklaşımında seçmen gözünde net bir profil çizemediğini ortaya koyuyor. Kürtlerin üçte ikisi, sürecin AK Parti ve DEM Parti lehine ilerlediğini düşünürken, CHP için olumlu ya da olumsuz bir uzlaşı yok.
DEM ve CHP seçmenlerinin büyük çoğunluğu (sırasıyla yüzde 67 ve yüzde 57), iki partinin işbirliğini destekliyor. Ancak yine de katılımcıların yarısı CHP’nin Kürt meselesine dair net bir politikası olmadığını düşünüyor.
Toplumsal talepler: Anadilde eğitim, yerel kalkınma ve adalet
Araştırma sürecin gündeme getirdiği üç temel talep alanını belirliyor: Anadilde eğitim, mahpuslar ve eve dönecek örgüt üyelerinin durumu ile yerel kalkınma.
Katılımcıların yüzde 69’u yerel kalkınma projelerine ve belediyelerin yetkisinin artırılmasına destek veriyor. Kürtçenin yerel yönetimlerde Türkçeyle birlikte kullanılması toplumun yüzde 60’ı tarafından olumlu karşılanıyor.
Demirtaş’ın serbest bırakılması Kürtler arasında yaygın bir destek bulurken, Türklerde bu oran 3’te 1 seviyesinde kalıyor.
Araştırma ayrıca, anadilde eğitim talebinin hala Kürtler açısından en güçlü gündem maddesi olduğunu vurguluyor.
19 Mart süreci: İmamoğlu’na yönelik operasyon toplumu böldü
Araştırmada, Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptali ve ardından tutuklanmasıyla başlayan “19 Mart süreci” toplumda derin bir kutuplaşmaya yol açtığı da yer aldı.
Katılımcıların yalnızca 3’te 1’i bu süreci doğru bulurken, yüzde 46’sı İmamoğlu’nun seçim kazanacağı için hedef alındığını düşünüyor.
Cumhur İttifakı seçmenlerinin 3’te 2’si operasyonu desteklerken, CHP ve DEM Parti seçmenlerinde tepkiler belirgin biçimde yüksek.