Ay’ın Karanlık Yüzünden Gelen Sürpriz: Su İçeren Göktaşı Parçaları
Çin’in Chang’e-6 uzay göreviyle Ay’ın karanlık yüzeyinden getirilen toz örneklerinde su taşıyan göktaşı kalıntıları bulundu. Bu keşif, Ay’daki suyun kökenine dair önemli bir ipucu sunduğu gibi, gelecekteki Ay üsleri ve madencilik faaliyetleri açısından da çığır açıcı kabul ediliyor.

Çin’in 2024 yılında Ay’ın karanlık yüzeyine gönderdiği Chang’e-6 uzay görevi, Ay araştırmalarında bir dönüm noktası olarak tarihe geçmek üzere. Görev kapsamında 1,9 kilogramdan fazla Ay toprağı dünyaya getirilmişti. Bu örnekler üzerinde yapılan son analizler, bilim dünyasında yankı uyandırdı:
Ay toprağında su içeren göktaşı parçacıkları bulundu.
Göktaşı Kaynaklı Su İzleri
Çin Bilimler Akademisi’nden Jintuan Wang ve Zhiming Chen liderliğindeki uluslararası ekip, mikroskobik ölçekte yaptığı incelemelerde “Ivuna tipi karbonlu kondrit (CI chondrite)” olarak bilinen su zengini göktaşlarının izlerine ulaştı.
Bu göktaşları, içlerinde su molekülleriyle bağlı mineraller barındırmalarıyla biliniyor. Ancak normalde Dünya atmosferine girdiklerinde parçalanıyorlar — dolayısıyla böylesine kırılgan yapılarının Ay yüzeyinde korunmuş olması, bilim insanları için şaşırtıcı bir durum.
Chang’e-6, örnekleri Ay’ın Güney Kutbu–Aitken Havzası’ndaki Apollo kraterinden toplamıştı. Bu bölge, milyarlarca yıllık çarpma kalıntılarını korumasıyla biliniyor.
Ekip, elektron mikroskobu ve izotop analizleri sayesinde göktaşına özgü kimyasal parmak izlerini doğruladı. Sonuçlar, Ay’a çarpan su zengini asteroitlerin kalıntılarının yüzeyde milyarlarca yıldır bozulmadan kaldığını ortaya koydu.
Güneş Sistemi’nin “su haritası” yeniden çiziliyor
Bu bulgular, suyun Dünya’ya ve Ay’a nasıl ulaştığına dair teorilere yeni bir yön kazandırıyor.
Uzun süredir, karbonlu kondrit göktaşlarının erken Güneş Sistemi’nde suyu gezegenlere taşıdığı düşünülüyordu. Chang’e-6 örneklerinde bulunan mikroskobik kalıntılar, bu teoriyi güçlendiriyor.
Araştırmacılara göre, Ay’daki göktaşı kaynaklı parçacıkların yaklaşık %30’unun CI tipinde olması, suyun evrimsel sürecinde bu cisimlerin kritik bir rol oynadığını gösteriyor.
Bilimden stratejiye: Ay madenciliği çağının eşiği
Chang’e-6’nın keşfi yalnızca bilimsel bir başarı değil, aynı zamanda stratejik bir hamle olarak da değerlendiriliyor.
Ay yüzeyinde suyun varlığı, gelecekteki insanlı üsler için oksijen ve yakıt üretimi açısından kritik önem taşıyor. Çin, Chang’e programı ile 2030’lu yıllarda Ay’da kalıcı bir üs kurmayı hedefliyor.
Bu nedenle, Ay tozunda tespit edilen su zengini mineraller, sadece bilim insanlarının değil, jeopolitik karar vericilerin de ilgisini çekiyor.