'Silah bırakacak militanlar sürece katılmalı, cesaretlendirilmeli'

İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nda, beşinci oturumunda konuştu.

'Silah bırakacak militanlar sürece katılmalı, cesaretlendirilmeli'

Abdullah Öcalan'la görüşme konusunun komisyonun gündemine gelmediğini ifade eden Kaçakbalaban, “Madem Kürt meselesini şiddet zemininden çıkaracağız, 30 PKK militanı silah bıraktı, şimdi yeni silah bırakacak militanların cesaretlendirilmesi için onların da bu süreçte görüşlerinin katılması gerektiğine inanıyoruz” dedi.

Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında beşinci toplantısını gerçekleştirdi.

TBMM Tören Salonu’ndaki toplantının ikinci oturumunda İnsan Hakları Derneği (İHD) ve İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği (MAZLUM-DER) yöneticileri dinlendi.

İHD Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban şunları söyledi:

"PKK 12 Mayıs'ta kendini feshettiğini açıklamıştır, 11 Temmuz'da da temsili bir törene tanıklık etmiş olduk. Şüphesiz komisyonun kurulmasıyla şiddet zemininden çıkartılarak diyalog ve demokrasi zemininde çözülmesi açısından da önemli bir gelişme olarak değerlendiriyoruz. Bu komisyonun kanunla kurulmamış olmasının getirdiği sorunlar vardır. Ayrıca sivil toplum örgütlerinin bu komisyonla nasıl ilişki kuracağına ilişkin yasal bir düzenlemenin olmaması da komisyonun eksikliğidir. Komisyonun 6 aylık süreyle çalışacak olmasında da 100 yıllık bu meselenin çözülmesinin sıkıntı olduğunu ifade etmek istiyoruz. Komisyonun hala çatışmanın taraflarını dinleyecek bir programa sahip olmamasını da eksiklik olarak görüyoruz. Komisyon beşinci oturumunu gerçekleştiriyor ama hala çatışmanın sona ermesi konusunda ciddi bir çabanın sahibi olan Abdullah Öcalan'la görüşme konusunun komisyonun gündeminde olmadığını görüyoruz. İkinci toplantının kapalı yapılmasının akabinde hem Abdullah Öcalan'la görüşülmesi gerektiğini ifade ediyoruz hem de diasporada bulunan siyasetçilerle görüşülmesi gerektiğini ifade etmek istiyoruz. Ayrıca, madem Kürt meselesini şiddet zemininden çıkaracağız, 30 PKK militanı silah bıraktı, şimdi yeni silah bırakacak militanların cesaretlendirilmesi için onların da bu sürece görüşlerinin katılması gerektiğine inanıyoruz. Bu komisyon keşke 11 Temmuz'dan önce kurulmuş olsaydı da komisyon üyeleri de o silahsızlanma törenini görmüş olsalardı. Kürt meselesine 100 yıllık mesele dememizin sebeplerinden birisi cumhuriyetin kurulduğu günden bu yana Kürt meselesi bu ülkenin gündeminde olmuştur."

Yüksel: Barış sürecinin inşası konusunda derneğimiz her zaman hazır

İHD MYK Üyesi Aydın Yüksel ise komisyonu ve çalışmaları önemsediklerini belirterek, şöyle konuştu:

"Komisyon çalışmalarının başarıya ulaşabilmesi için kalıcı bir barış sürecinin inşası konusunda derneğimizin her zaman hazır olduğunu ifade etmek istiyorum. İHD arşivinin çözüm önerilerini paylaşmaktan memnun olacağız. Çatışmalı döneme ilişkin hem özel hem yıllık ve aylık raporlarımız var. Bunları komisyona da sunacağız. Bu raporları, ihlalleri paylaşmaya hazır olduğumuzu belirtmek istiyorum. Bir an önce yasal düzenlemeler yapılmalı. İHD’nin yapmış olduğu asker sivil, hapishanelerin durumu, ağır hasta olan mahpusların durumu, kadına yönelik işkence, şiddet, tecavüz, gerillalara yönelik işkence, çocuklara, çevreye yönelik olarak bizim özellikle de barışa dair, barış için yaptığımız çalışmaları, çalıştayları ve bunların bildirilerini de komisyonun göz önünde bulundurmasını istiyoruz."

Yılmaz: Şeyh Sait, Seyit Rıza gibi büyüklerin mezar yerleri açıklanmalı

İHD Diyarbakır Şube Başkanı Ercan Yılmaz şunları söyledi:

"40 yılı aşkın bir süredir devam eden çatışmalar sonucunda PKK ateşkes ilan etmiş ve kendisini feshetmiştir. Bu negatif savaş döneminde yaşam hakkı ihlallerinin olmaması gerekirken ne yazık ki bizim tecrübemizde derneğimizin 2025 yılı ilk 6 ay raporunda en az 7 güvenlik görevlisinin, en az 16 PKK militanının yaşamını yitirdiğini tespit ediyoruz. Raporun hazırlanmasından sonra temmuz ayında ise MSB açıklamasına göre 12 güvenlik görevlisinin de metan gazı zehirlenmesi sonucu yaşamını yitirdiğini görüyoruz. Bu sürecin pozitif barışa evrilmesi için komisyona, sivil toplum örgütlerine çok ciddi görevler düşüyor. Öncelikle komisyonun PKK militanlarının silahsızlanması ve toplumsal yaşama katılmaları için gerekli yasal düzenleme hazırlıklarına başlayarak bu konuda olumlu dünya deneyimlerinden ve uzman kişilerden faydalanması gerekiyor. Komisyon tarafından yapılacak çalışma ile Kürt toplumunda manevi değeri yüksek olan Şeyh Sait, Seyit Rıza gibi büyüklerin mezar yerlerinin açıklanarak naaşlarının ailelerine teslim edilmesi gerekiyor. Kürtçe anadil hakkı güvence altına alınmalıdır. Terörle Mücadele Kanunu'nun kaldırılması, İnfaz Kanunu'nun eşitlik ilkesi dikkate alınarak değiştirilmesi, hasta mahpusların tahliye edilmeleri yönündeki engellerin kaldırılması komisyon tarafından hazırlanacak yasa tasarılarıyla belirlenmelidir."

Kartal: Anayasada Türk devleti vurgusu çok baskın, tekrar ele alınmalı

MAZLUM-DER Genel Başkanı Kaya Kartal ise konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

"Bu kadar büyük bir sorunun çözümünün birinci şartının kırmızı çizgilerden uzaklaşmak olduğunu düşünüyoruz. Tam bir ifade özgürlüğü çerçevesinde bu sorun masaya yatırılabilmeli. Yeni bir bakış açısı oluşturmak istiyorsak yeni bir paradigma kurmak lazım. Devletin topyekun adaleti gerçekleştirme ferasetiyle hareket etmesi gerekiyor. Ortada bir hak varsa sahibine iade edilmeli, pazarlık gibi anlaşılacak bir dilden uzak durulmalı. Ana dilde eğitim ve Kürt kimliğinin tanınması ya da en azından yok sayılmaması anlamında gerekli düzenlemelerin yapılması aciliyet gerektiriyor. Osmanlı'dan Cumhuriyet'e bu sorunların çözümü bakımından ciddi bir tecrübemiz var. Birbirine taban tabana zıt konularda bile bir yöntem bulunabilir, yöntemler geliştirilebilir. Bu konuda Türkiye aydınlarına ve Meclisin müktesebatına güveniyoruz. Kürt kimliğinin tanınması, yok sayılmaması bağlamında gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Kimlik inkarının izleri devam ediyor çünkü. Anayasada Türk devleti vurgusu çok baskın. Bunlar tekrar ele alınarak düzenlenmeli.

"Terörle Mücadele Kanunu mümkünse lağvedilmeli"

Silahların bırakılmasıyla yeni bir sürece hazırlanan bir örgüt var. Bu örgüt adına eylem yaptığı iddiasıyla ceza almış insanlar var cezaevlerinde. Siyasi mahpuslar söz konusu olduğunda hiçbir af ya da infaz indirimi uygulaması yapılmadığını görüyoruz. İnfaz Kanunu'nun değişmesi gerekiyor. Terörle Mücadele Kanunu'nun varlık sebebi ve gündemi meşgul etme meselesi Kürt meselesi üzerine. Bu kanun da mümkünse toptan lağvedilmeli. Aciliyet olan, hasta mahkumlarla ilgili hızlıca adımlar atılmalıdır. Kayyum uygulamalarına son verilmesi gerekiyor. Topluma yönelik de seçmen olarak adlandırdığımız halka yönelik de yerine göre izzet kırıcı bir uygulama. Orada halkla doğrudan temas kuran insanlar o bölgede görevlendirilmeli. Müfredatla alakalı olarak ilkokuldan üniversiteye kadar etnisitenin kendini bulacağı bir müfredat uygulanmalı. Bu konuda hızlıca adım atılmalı. Özellikle tarihi konularda ideolojik yönlendirmeler yerine kuşatıcı adımlar atılması mümkün. Geri dönersek büyük bir eksiklik olacaktır. Bu sorunun farklı tarafları da var. Bu tarafların da göz ardı edilmeden ele alınması lazım. Böylece bu sorun hakikaten tarihe gömülmüş olsun."