Naci Görür ve Japon uzman Moriwaki'den 7 ve üzeri deprem alarmı

Ege'de yaşanan depremlerin ardından toplumun gündeminde üst sıralara yükselen olası deprem beklentileri konusunda iki farklı uzmandan deprem uyarıları geldi. Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür ile Japon deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki özellikle İstanbul'daki fay hatlarında büyük bir enerji birikimi tehlikesine dikkat çekerek 7 şiddetinde bir depremin olasılığının arttığına dikkat çektiler.

Naci Görür ve Japon uzman Moriwaki'den 7 ve üzeri deprem alarmı

Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, 6 Şubat depremlerinin ardından Türkiye’nin yeni deprem riskine dikkat çekti. Görür, Erzincan, Tunceli ve Bingöl illerine işaret etti. Ayrıca Bitlis-Zagros kuşağında 4 kentin sıkışık hale geldiğini söyledi. Görür, olasılık vererek Marmara’da 7 üzeri deprem uyarısı yaptı. 

NTV'ye konuşan Görür, en yakın tehlikeyi nerede beklediğini açıkladı. Deprem bilimci, Erzincan, Tunceli ve Bingöl arasına dikkat çekti. Bitlis Zagros kuşağını işaret eden Görür, "Adıyaman, Siirt, Diyarbakır, Hakkari sıkışık hale geldi" uyarısını yaptı.

Bilim insanlarının bu konuda defalarca uyarıda bulunduğunu söyleyen Görür, yetkililerin ve halkın yeterli önlem almadığını vurguladı:

"Bu depremin olacağını biz bekliyorduk ve söylüyorduk. Yerel yönetim, merkezi yönetim ve halk da dahil herkes biliyordu. Eğer 1999’dan itibaren burayı depreme hazırlama çalışmaları yapılsaydı, bu kadar insan ölür müydü? Hepimiz suçluyuz."

Görür, Türkiye’nin tamamının bir deprem ülkesi olduğunu belirterek, şehirleri depreme dayanıklı hale getirmenin zorunluluk olduğunu söyledi.

Yedisu Fayı: Tehlike çanları çalıyor

Görür, en yakın deprem tehlikesinin Erzincan, Tunceli ve Bingöl illeri arasında olduğunu belirtti. Yedisu Fayı’nın en son 1790’larda kırıldığını hatırlatan Görür, bu fayın 250 yılda bir büyük deprem ürettiğini ve sürenin dolduğunu söyledi:

“Burası deprem ürettiği zaman Erzincan, Bingöl, Pülümür zarar görecek. 2030’lara kadar bu bölgede büyük bir deprem olabilir.”

Bunun yanı sıra Bingöl Karlıova ile Bingöl Göynük arasındaki bölgenin de 1860’lardan bu yana kırılmadığını belirten Görür, bu hattın da risk taşıdığını ifade etti.

Bitlis-Zagros Kuşağı: Sıkışan bölgeler alarm veriyor

Arap Levhası’nın kuzeye doğru hareket ettiğini ve bunun Doğu Anadolu Fayı’nı kırdığını hatırlatan Görür, ancak Bitlis-Zagros Kuşağı’nın henüz kırılmadığını söyledi. Bu durumun Adıyaman, Siirt, Diyarbakır ve Hakkari’yi sıkışık hale getirdiğini belirtti ve kritik uyarılarda bulundu:

"Bu bölgedeki depremi öne çekmiş olabilir. Eğer deprem beklenen bir yer düşünürsek burayı da göz ardı etmemeliyiz."

7 büyüklüğünde İstanbul depremi uyarısı: Olasılık yüzde 47

Görür, Marmara Denizi’nde 7’nin üzerinde bir depremin kaçınılmaz olduğunu vurguladı. ABD’li bilim insanı Parsons ve ekibinin yaptığı çalışmaya değinen Görür, Marmara’da 30 yıl içinde 7 ve üzeri büyüklükte bir depremin olasılığının yüzde 47 olduğunu belirtti.

"Bütün veriler gösteriyor ki, Marmara’da büyük bir deprem olacak. Bu işin şakası yok. Eğer İstanbul ve çevresi çökerse, Türkiye’nin ekonomik ve siyasi bağımsızlığı kalmaz. Asıl beka meselesi budur!"

Marmara’daki depreme hazırlık sürecinin ciddiyetle ele alınması gerektiğini söyleyen Görür, Türkiye’nin 24 saat aralıksız çalışarak ve bir bakanlık kurarak bu felakete hazırlanması gerektiğini ifade etti:

“Eğer bugün çalışmaya başlarsak 20 yıl içinde Türkiye’yi depreme dirençli hale getirebiliriz. Ama bunu yapmazsak, çok ağır bedeller ödeyeceğiz.”

Japon Uzmandan İstanbul'da 7 üzeri deprem uyarısı

Japon deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki, İstanbul’da fay hatlarında büyük bir enerji biriktiğini ve 7, hatta 7,5 büyüklüğünde bir deprem riski olduğunu belirtti. Kentsel dönüşüm sürecinin hızlandırılması gerektiğini vurgulayan Moriwaki, özellikle yumuşak zeminli bölgelerin risk altında olduğuna dikkat çekti.

Japon yüksek inşaat mühendisi, mimar ve deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki, İstanbul’un geçmişte büyük depremler yaşadığını hatırlatarak, 1509 ve 1766’daki büyük sarsıntılara işaret etti. Uzman, İstanbul’un artık kritik bir döneme girdiğini ve önlem alınmazsa büyük kayıpların yaşanabileceğini belirtti.

Riskli bölgeler: Hangi semtler daha tehlikeli?

Moriwaki, Avrupa Yakası’nda en riskli bölgelerin Atatürk Havalimanı'nın batısından başlayan alanlar olduğunu vurguladı. Özellikle Avcılar, Esenyurt ve sahil kesimlerinin yumuşak zemin nedeniyle tehlikeli olduğunu belirtti.

Anadolu Yakası'nda ise Tuzla ve Pendik ilçeleri riskli bölgeler arasında yer alıyor. Uzman, bu bölgelerin zemin yapısının depreme dayanıklı olmadığını ve olası büyük bir sarsıntıda ciddi hasarlar yaşanabileceğini ifade etti.

Kentsel dönüşüm şart: Ruhsatsız binalar büyük tehdit

Moriwaki, deprem riskine karşı en etkili önlemin kentsel dönüşüm olduğunu belirterek, İstanbul’da izinsiz ve ruhsatsız yapıların büyük bir tehlike oluşturduğunu söyledi.

Türkiye’de yaklaşık 21 milyon yapı stoku bulunduğunu hatırlatan uzman, bu yapılar arasında ruhsatsız binaların önemli bir yer tuttuğunu ve bu yapıların mutlaka yenilenmesi gerektiğini vurguladı.

Japonya’da kentsel dönüşümün halk tarafından desteklendiğini ve bireylerin can güvenliği için dönüşüme itiraz etmediğini belirten Moriwaki, Türkiye’de de bu sürecin hızlandırılması gerektiğini söyledi.

Depreme hazırlık: Belediyelere öneriler

Moriwaki, İstanbul’daki bazı belediyelerle depreme karşı güvenli yapılaşma konusunda çalışmalar yaptığını belirtti. Tuzla, Sancaktepe ve Esenler gibi ilçelerin depreme dayanıklı hale getirilmesi için öneriler sunduğunu ifade etti.

Kendisinin de Tuzla’da yaşadığını ve evinde deprem testi yaptırdığını açıklayan uzman, binaların doğru tekniklerle inşa edilmesi durumunda risklerin en aza indirilebileceğini belirtti.

Deprem Eğitimi: Çocuklara yaşam üçgeni öğretilmeli

Moriwaki, 1999 Marmara Depremi’nden sonra Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara’nın “Deprem değil, bina öldürür” sözünü hatırlatarak, depreme karşı bilinçli olunması gerektiğini vurguladı.
Özellikle çocukların deprem konusunda eğitilmesi gerektiğini belirten Moriwaki, yaşam üçgeni oluşturmanın hayati önem taşıdığını söyledi. “Çocuklarımıza su, çikolata ve tuz gibi hayati malzemeleri bir poşet içinde bulundurma alışkanlığı kazandırmalıyız” dedi.

Depreme karşı bilinçlenmek ve güvenli yapılar inşa etmek, İstanbul’un geleceği için hayati önem taşıyor. Uzmanlar, kentsel dönüşüm sürecinin hızlandırılmasının kaçınılmaz olduğunu belirtiyor.