1981 İngiltere Belgeleri: “Kürtler Olmadan Devrim Olmaz”
İngiltere Dışişleri Bakanlığı arşivlerinden çıkan 1981 tarihli belgeler, sürgündeki İranlı muhaliflerin Humeyni rejimini devirmek için Batı’nın desteğini aradığını ortaya koyuyor. Ancak İngiliz yetkililere göre bu girişimlerin başarılı olabilmesi için “Kürtlerin desteğini kazanmak şarttı.”

1981’de İngiltere Dışişleri Bakanlığı’nda yapılan görüşmeler, İran’daki İslam Devrimi’nin ardından rejimi devirmek isteyen muhaliflerin Londra’da yoğun temaslar yürüttüğünü ortaya koyuyor.
Dönemin Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı John Graham, eski İran Merkez Bankası Başkanı Mehdi Samii ile yaptığı görüşmede, muhaliflerin “silahlı desteği olan ve ülke genelinde bağlantılara sahip” bir güçle ittifak kurması gerektiğini belirterek, “Kürtler en olası güçtür; onları kazanmanın yolu federal devlet sözü vermektir” dedi.
Belgelerde, eski Dışişleri Bakanı Lord George Brown’un da Orta Doğu’daki İngiliz etkisini yeniden tesis etme çabası içinde olduğu, ancak Kürtleri sürece dâhil etmenin Irak ve Türkiye açısından “riskli” olabileceği vurgulanıyor.
Şah döneminin üst düzey komutanlarından General Gholam-Ali Oveissi, Londra’ya, “Kürtler özerklik karşılığında Sovyetler dâhil herhangi bir dış gücü kabul edebilir” uyarısında bulundu.
Londra’nın sınır politikası
İngiltere, 1979 Devrimi sonrası İran Kürtleri ile Tahran arasında başlayan çatışmada taraf olmayı reddetti.
Dışişleri arşivindeki belgeler, Kürt yanlısı kuruluşların İngiliz müdahalesi çağrılarına rağmen Londra’nın “İran, Irak ve Türkiye sınırlarını tanıma politikası” gereği bağımsız bir Kürdistan fikrini desteklemediğini gösteriyor.
Dönemin Dışişleri Bakanı Lord Carrington adına verilen yanıtta, “İngiliz müdahalesi, Kürtlerin yabancı güçlerle iş birliği yaptığı iddialarını güçlendirebilir ve durumu daha da kötüleştirebilir” denildi.
Yeni İran Anayasası tüm etnik gruplara eşit haklar tanıdığını ilan etse de Kürt bölgelerinde silahlı çatışmalar yıllarca sürdü.
1981 belgeleri, Batı’nın Kürtlerle ilişkisini belirleyen temel denklemin —“destekle ama bağımsızlık verme”— aslında çok daha eskiye dayandığını bir kez daha hatırlatıyor.