Cemil Bayık: Süreç bozulursa yeniden silaha sarılmayacağız
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık “Eğer silahlı mücadeleyi ortaya çıkaran altyapıyı ortadan kaldırmazsanız, PKK silah bırakır ama yarın başkası silahlanır” dedi.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, PKK'ye bağlı bir grubun silah yakma törenine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Törenin, Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine gerçekleştiğini belirten Bayık, silah bırakmanın tek başına çözüm olmayacağını, esasen Türkiye'nin Kürt sorununa yaklaşımını köklü biçimde değiştirmesi gerektiğini söyledi.
“Silah bırakmak sadece Öcalan’ın çağrısıyla olur”
Bayık, törenin Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla gerçekleştiğini vurgulayarak, “Bu Hareket’e katılan herkes silahı Rêber Apo’nun(Öcalan) amaçları, çizgisi ve fiziki özgürlüğü için almıştır. Bu yüzden sadece onun çağrısıyla silah bırakılır. Başka kimse böyle bir çağrı yapamaz, yapsa da kabul edilmez,” dedi.
“Silahları yakan arkadaşlar nedenini açıkladı”
Törende yapılan konuşmalarda gerillaların, “Öcalan’ın talebi üzerine sembolik bir adım atıyoruz” dediğini aktaran Bayık, silahların yakılmasının Ortadoğu’daki savaş ortamına ve dünyada artan silahlanmaya karşı bir mesaj içerdiğini ifade etti. Bayık, “Biz yeniden silah kullanmak istemiyoruz. Türk devletinin hukuki bir zemin yaratması gerekir” diye konuştu.
Bayık, Türkiye’ye dönmenin önünde ciddi yasal ve siyasi engeller olduğunu savundu. “Türkiye’ye gitmelerinin koşulları yok. Giderlerse tutuklanırlar, ağır cezalar alırlar. Çünkü onların kanunlarına göre silah alanlar düşmandır” diyen Bayık, “Dağlarda yıllarca yaşayan bir insan silah bırakıp nasıl ortada kalır? Türkiye’de yaşayacak yerleri, yasal zemini yok. Bu nedenle tekrar yerlerine döndüler” dedi.
“Öcalan’a özgürlük sağlanmadan yeni bir adım atılamaz”
PKK’nin yeni bir grup göndererek benzer bir adım atmasının mümkün olmadığını söyleyen Bayık, “Eğer Türkiye Rêber Apo’nun koşullarında değişiklik yapar, tecridi kaldırır, özgürlük yasalarını geliştirirse, demokratik entegre yasaları geliştirilirse o zaman zemin yaratılır ve biz de silahları bırakabiliriz. Böyle olmadığı sürece kimse bizden silah bırakmamızı isteyemez” ifadelerini kullandı.
“Erbil ve Duhok’ta silah bırakılacak” iddiaları asılsız
Cemil Bayık, basında çıkan “PKK Erbil’de ya da Duhok’ta silah bırakacak” yönündeki haberleri yalanladı. Bu iddiaların gerçekle ilgisi olmadığını belirten Bayık, “Bunlar tamamen boş konuşmalardır. Kimse bu şekilde bize baskı yapamaz, algı yaratamaz. Bahsettiğimiz koşullar oluşmadıkça yeni bir grup da gönderemeyiz. Bu mümkün değil,” dedi.
“Komisyon sadece PKK’ye silah bıraktırmak için kuruluyor”
Türkiye’de kurulması planlanan komisyona da değinen Bayık, bu yapının sadece PKK’nin silah bırakmasını hedeflediğini savundu. “Komisyon, dağda kalanların cezasını belirleyip ona göre adım atmak istiyor. Bu, meseleyi sadece silah bırakma üzerinden ele almaktır. Halbuki mesele çok daha derindir” dedi.
“Kürt sorunu silahlı mücadeleden önce de vardı”
Bayık, silahlı mücadelenin Kürtlerin inkarı, asimilasyonu ve baskıya maruz kalması nedeniyle ortaya çıktığını belirterek, “Silahlı mücadele bir sonuçtur, sebep değil. Bu altyapı değişmediği sürece PKK silah bırakır ama başkası silahlanır” dedi.
“Terör yasaları ve zihniyet değişmedi”
Kürt sorununun çözümünün yalnızca silahların bırakılmasıyla mümkün olmadığını belirten Bayık, Türkiye'nin zihniyet, yasa ve siyasetinde değişiklik yapılması gerektiğini söyledi. “Hâlâ terör yasalarını uyguluyorlar. Komisyon özgürlük yasalarını geliştirmedikçe, demokratik entegrasyon yasalarını oluşturmadıkça çözüm olmaz,” diye konuştu.
“CHP’ye baskı çözüm iradesine güveni sarsıyor”
Komisyonun geniş tabanlı ve kapsayıcı olmadığını vurgulayan Bayık, CHP’ye yönelik operasyonlara dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
“Bir yandan komisyon kuracağız diyorlar, diğer yandan CHP’ye operasyon yapıyorlar. CHP lideri Özgür Özel bu yüzden komisyona katılımı durdurdu. CHP olmazsa bu komisyon hangi sorunları nasıl çözecek?”
“‘Terörsüz Türkiye’ diyerek Kürt sorununu örtbas ediyorlar”
Bayık, devletin Kürt sorununu adını koymadan, sadece “terörsüz Türkiye” söylemi üzerinden ele aldığını belirterek, “Kürtçe konuşma hakkı dahi gündemlerinde yok. Sorunun adını koymadan nasıl çözecekler? Adı Kürt sorunudur,” dedi.
“Sorunu çözmek isteyen böyle adımlar atmaz”
Son olarak Bayık, belediye başkanlarının tutuklanması ve muhalefete baskının komisyon öncesine denk getirilmesini eleştirerek, “Sorunu çözmek isteyen biri böyle adımlar atmaz. Bu yaklaşım çözüm değil, çözümsüzlük üretir,” diyerek sözlerini tamamladı.
Cemil Bayık, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın PKK’nin silahlı mücadeleyi sonlandırma töreninden sonra yaptığı konuşmaya dair değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan’ın yaptığı konuşmanın bazı kesimlerce olumlu karşılandığını ancak birçok açıdan eksik kaldığını söyleyen Bayık, 2009’da yapılan açıklamalardan çok da farklı olmadığını belirtti. Erdoğan’ın "AK Parti-MHP-DEM olarak sorunu çözeceğiz" diyerek çözüm konusunda herkesi kapsayan bir yaklaşım yerine yalnızca belirli çevrelere işaret ettiğini ifade eden Bayık, “Kürt, Arap, Türk ittifakından bahsetti ama diğer halklar yok sayıldı. Kürt sorununun çözümüne dair açık ve somut bir söylem ortaya konmadı” dedi.
Bayık, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın süreci devletin planlarına göre yürüttüğü yönündeki söylemleri de eleştirerek, sürecin tek taraflı ilerlediğini ve bugüne kadar atılan adımların Öcalan’ın inisiyatifiyle gerçekleştiğini vurguladı. “Ne AKP ne de devlet herhangi bir adım atmadı, tek taraflı gelişti. Rêber Apo bu çıkışı Türkiye’yi ve halkları tehlikeden kurtarmak için yaptı” diyen Bayık, Erdoğan ve Bahçeli’nin açıklamalarının ardından devletin herhangi bir pratik adım atmadığını dile getirdi.
PKK’nin aldığı kararların silahlı mücadele dışında da aynı amaçlarla süreceğini belirten Bayık, “Biz özgürlük, demokrasi ve sosyalizm çizgisinden vazgeçmiş değiliz. Silah bir yönüydü, ama mücadele çok yönlüdür. Bu halk teslim alınamaz” dedi.
Süreç bozulursa ...
Sürecin bozulması durumunda nasıl bir yol izleneceğine dair tartışmalara da yanıt veren Bayık, tekrar silaha sarılma niyetlerinin olmadığını, mücadelenin siyasi ve demokratik yollarla sürdürülmesi gerektiğini söyledi. Öcalan’ın çağrısı üzerine 30 kişilik bir grubun sembolik olarak silahlarını yaktığını hatırlatan Bayık, “Artık askeri bir savaş istemiyoruz, yeterince yaşandı” dedi.
Bununla birlikte, Kürt sorununun çözümü için yasaların değişmesi, Öcalan’ın koşullarının düzeltilmesi ve tüm tarafların dahil edildiği demokratik bir zemin oluşturulması gerektiğini ifade eden Bayık, aksi takdirde atılan adımların kandırmaya yönelik olduğunu düşündüklerini kaydetti.
Devletin halen bazı alanlarda operasyonlarını sürdürmesini de eleştiren Bayık, “İstanbul’da Kürtçe müzik dinleyenlere dahi tahammül edilmiyor. Bu yöntemle halk kazanılamaz. Türkiye’nin beka sorunu bu politikalarla çözülmez” dedi. Demokratik siyasetin geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Bayık, hem Türkiye halklarına hem Kürt halkına hem de uluslararası kamuoyuna süreçteki gerçekleri görme çağrısında bulundu.