DEM Parti'li Türkdoğan: Öcalan'ın koşullarıyla ilgili bazı gelişmeler olabilir
Bakan Tunç ile görüşmesine dair Rûdaw’a konuşan Türkdoğan, “Sayın Öcalan’ın İmralı'daki çalışma koşulları ve iletişim kanallarının açılması konusunu uzun uzun anlattık. Böylesi önemli bir çağrıyı yapan kişinin bu çağrının gereğini yapabilmesi için uygun ve özgür çalışma koşullarına sahip olması ve elbette ki her türlü iletişim hakkından da yararlanması gerektiğini anlattık, örnekleriyle anlattık. Bu konuda bazı gelişmeler olabilir. Adalet Bakanlığı yasal çerçevede bu konuda adımlar atabileceğini ifade etti” dedi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) heyeti, 24 Nisan’da Türkiye Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile görüşmede bulunmuştu.
DEM Parti heyetiyle yaptıkları görüşme hakkında değerlendirmelerde bulunan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Görüşmede ‘Terörsüz Türkiye’ sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunduk" ifadesini kullanmıştı.
DEM Parti Grup Başkanvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli ile DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Türkdoğan’danoluşan heyetin görüşmesine ilişkin bakanlıktan Bakan Tunç birlikte çekilen bir fotoğraf, “DEM Parti Grup Başkanvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli, DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Türkdoğan’la Bakanlığımızda bir araya geldik. Görüşmede ‘Terörsüz Türkiye’ sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunduk” ifadeleriyle paylaşılmıştı.
Türkdoğan, sürece ve gündeme ilişkin Rûdaw’ın sorularını yanıtladı.
“Bazı gelişmeler olabilir”
Bakan Tunç ile görüşmelerine ilişkin soruyu cevaplayan Türkdoğan şunları ifade etti:
“Görüşmemizin ana gündem maddesi 27 Şubat'ta Sayın Öcalan'ın yaptığı çağrısıyla belli bir aşamaya gelen ve yine heyetimizin Sayın Cumhurbaşkanı'yla görüşmesiyle artık geri dönülmez bir noktaya gelen süreçle ilgiliydi.
Sayın Öcalan’ın İmralı'daki çalışma koşulları ve iletişim kanallarının açılması konusunu uzun uzun anlattık. Böylesi önemli bir çağrıyı yapan kişinin bu çağrının gereğini yapabilmesi için uygun ve özgür çalışma koşullarına sahip olması ve elbette ki her türlü iletişim hakkından da yararlanması gerektiğini anlattık, örnekleriyle anlattık.
“Yasal haklar zaten Abdullah Öcalan'a tanınmıyordu”
Sanırım bu konuda bazı gelişmeler olabilir. Adalet Bakanlığı yasal çerçevede bu konuda adımlar atabileceğini ifade etti. Burada yasal çerçevenin altını çizdiler.
Biz de zaten mevcut yasaların yani hem infaz yasası hem de çeşitli yasaların sonuna kadar uygulanmasıyla bunun yapılabileceğini belirttik. Bugüne kadarki sorun o yasal haklar zaten Abdullah Öcalan'a tanınmıyordu. Şimdi o yasal hakların tamamı tanınırsa ve elbette ki sürecin amacına uygun olarak da her türlü iletişim kanalları açılırsa zaten burada bir yol alınabilir.
“İyileştirme yapmak bakanlığın elinde”
Hapishane koşulları ile ilgili olarak aslında gerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Abdullah Öcalan 2 kararında verdiği ihlal kararı, gerek çeşitli özel yasalar, gerek İnfaz Kanunu, gerek Abdullah Öcalan'ın hapis yattığı süre, sağlık durumu gibi konular göz önüne alındığında tabii ki iyileştirme yapmak bakanlığın elinde.Bu mümkün.
İkincisi heyet ziyaretleri, gazeteciler, aydınlar, yazarlar, milletvekilleri, akademisyenler; bu zaten şu anki yasaya göre Adalet Bakanı'na izin verirse zaten olabilecek bir şey. Yani bunun için bir özel duruma gerek yok.
“Birand’ın röportajını hatırlattık”
Biz zaten bu yasal hakların kullanılması gerektiğini ifade ettik. Hatta rahmetli Mehmet Ali Birand'ın ta 30 yıl önceki röportajını hatırlattık. Bunun toplum üzerinde ne kadar etkili olduğunu ifade ettik.
Barışın toplumsallaşması ve gerçekten bu barış ve demokratik toplum çağrısının halk tarafından daha fazla sahiplenilebilmesi için, Abdullah Öcalan'ın mutlaka gazetecilerle, mutlaka akademisyenlerle, mutlaka aydınlarla buluşmasının sağlanması gerekir. Bu çok önemli.
Sanırım bakanlığın bunu anladığını düşünüyorum ama zaman ilerledikçe buna dair de bazı gelişmelerin olabileceğine dair bir hissiyatım oluştu. Biz bunu yapacağız gibi bir cevap almadık ama görüşmeden çıkardığım hissiyat bu. Onlar için şimdilik önemli olan yasal çerçevenin çok fazla zorlanmaması.
Biz de zaten şu yasaları bir uygulayın, zaten gerisi gelir dedik.”
Öcalan’ın görüşmek istediği gazeteciler kimler?
Rûdaw’ın “Görüşme sonrasında yapılan açıklamada Öcalan'ın görüşmeyi istediği gazeteciler şeklinde bir ifade kullanıldı. Böyle bir liste var mı? Öcalan'ın özellikle görüşmeyi talep ettiği istediği bir akademisyen ya da gazeteci grubu isim olarak var mı?” sorusuna karşılık olarak Türkdoğan şu ifadeleri kullandı:
“Şu anda tam olarak bende bu bilgi yok ama biliyorsunuz Sayın Öcalan’ın öteden beri zaten toplumun değişik kesimlerine hitap edebilecek gazetecilerle, aydın ve yazarlarla buluşmayı hep isteyen bir özelliği var.
26 yıldır İmralı hapishanesinde İmralı görüşme notlarını okuduğunuz zaman Sayın Öcalan'ın bu yönlü isteğinin hep olduğunu göreceksiniz. Zaten hep vardı. Dolayısıyla şimdi tam da zamanıdır.
Hatta ve hatta görüşmek isteyen gazetecilerin bana göre şimdiden müracaat etmesi lazım. Ne kadar çok insan müracaat ederse bence o kadar iyi olur. Adalet Bakanlığı da bu kadar çok talebi görünce kesinlikle izin verecektir kanaatindeyim.
Bence siz de yapın. Görüşmek isteyen herkes, her gazetecinin bence başvuru yapmasında fayda vardır.”
Hasta tutuklular
“Hasta tutuklularla ilgili Sayın Bakan'a ilettiğiniz bir dosya oldu. Özellikle hasta tutukluların durumu ile ilgili bir gelişme olacak mı?” sorusunu cevaplayan Türkdoğan, şunları dile getirdi:
“Biz bu konuda İnfaz Kanunu üzerine Sayın Bakan'la konuştuk. Konuştuğumuz konuda tüm ağır hasta mahpusları ilgilendirecek şekilde konuştuk. Dolayısıyla kamuoyunda tartışılan 10. yargı paketinin yetersizliğini, bunun geri çekilerek bir infaz paketi hazırlanması gerektiğini, o infaz paketinde ayrımsız olarak tüm hasta mahpusların salıverilmesinin yolunun açılmasını, infazdaki eşitsizliklerin giderilmesini, dezavantajlı gruplar arasındaki eşitsizliğin giderilmesini, uygulanmayan maddelerin ayıklanarak uygulanabilir hale gelmesini, şartla salıverme sürelerinin eşitlenmesini, Cezaevi İdari Gözlem Kurulu’nun kaldırılmasını, kaldırılamıyorsa da kararlarının objektif hale getirilmesini ve insanların infaz yakma uygulamalarına son verilmesi gibi birçok konuyu, keyfi disiplin cezalarının affedilmesi gibi birçok konuyu konuştuk.
Bunların hepsini tüm aslında benzer durumdaki mahpuslar için ifade ettik. Dolayısıyla biz bu konunun takibini de yapmaya devam ediyoruz.”
“Umut hakkı AK’nin Türkiye’den beklentisi”
Öcalan’a yönelik “umut hakkının tanınmasına” ilişkin soruya ise Türkdoğan, “Bu, biliyorsunuz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bir kararı ve Avrupa Konseyi'nin Türkiye'den beklentisi. Ben şimdilik çalışma koşulları ve iletişim kanalları konusunun daha önemli olduğunu söyleyebilirim. Süreç ilerledikçe de onu da yakın zamanda konuşacağımız günlerin geleceğini düşünüyorum” dedi. /Rudaw