Politico analizi: "Erdoğan, Kürt açılımıyla kariyerinin en büyük riskini alıyor"
ABD’li gazetecilik kuruluşu Politico’nun analizinde, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Kürt açılımı” politikası değerlendirildi.

Elçin Poyrazlar’ın kaleme aldığı analizde, Erdoğan’ın PKK lideri Abdullah Öcalan’a Türk siyasetinde yer verme hamlesiyle “kariyerinin en büyük riskini aldığı” yorumu yapılıyor.
Politico’nun analizinde Erdoğan’ın geçen yılki seçimlerde ciddi yenilgiye uğramasının ardından “gittikçe otoriterleştiğine”, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun hapse atılmasıyla başlayan süreçte Cumhuriyet Halk Partili (CHP) belediyelere baskının artırıldığına dikkat çekiliyor.
Cumhurbaşkanı’nın “yeni bir destek tabanı” arayışında olduğu fakat PKK’yle yürütülen silah bırakma sürecinin “başarı garantisi bulunmayan çok riskli bir süreç olduğu” ifade ediliyor.
Analizde ayrıca, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, Öcalan’ı “en azılı düşmanı” olarak görmesine rağmen süreçte önemli rol oynadığı belirtiliyor. Bahçeli’nin, örgütü lağvetmesi koşuluyla Öcalan’ın Meclis'te konuşma yapabileceğini söylemesine ilişkin şu benzetmede bulunuluyor:
Bu ani tavır değişikliğinin önemi bariz ve tüm bunların arkasında Erdoğan vardı. Sanki Benjamin Netanyahu, Hamas'a davetiye vermiş gibiydi.
Öcalan, iktidardan gelen çağrıların ardından 27 Şubat’ta “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” açıklamasıyla PKK’nın kendini feshetmesi gerektiğini duyurmuştu.
Haberde, Kürt insan hakları savunucusu Nurcan Baysal’ın yorumları da paylaşılıyor. Baysal, Kürtlerin Erdoğan’a ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) yönetimine güvenmediğini, dolayısıyla sürecin karmaşık olacağını iddia ediyor.
Diğer yandan analizde, Türkiye’nin ancak Suriye’de Beşar Esad rejiminin devrilmesinin ardından “Kürt açılımı” sürecini başlattığına dikkat çekiliyor. Yeni Şam yönetiminin Erdoğan’a yakın olduğu, Cumhurbaşkanı’nın da bunu kullanarak Suriye’deki Kürt örgütlerle PKK’nın bağlantılarını koparmak istediği yorumu yapılıyor.
AK Parti Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı Harun Armağan ise Türk kamuoyunun sürece karşı temkinli olduğunu kabul ederken, bu zorlu sürecin üstesinden gelebilecek tek kişinin Erdoğan olduğunu söylüyor. AK Partili siyasetçi ayrıca Suriye’deki gelişmelerle Türkiye’deki “Kürt açılımı” sürecinin “tamamen farklı” olduğunu savunuyor.
Analizde, Erdoğan’ın bu süreci Kürt seçmenlerin desteğini alıp iktidarını kaybetmemek için kullanabileceği değerlendirmesi de yapılıyor. DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, İmamoğlu ve muhalif figürlerin hapiste olmasının bu kırılgan süreci zorladığını belirterek, “Kürt demokratik çözümü ve Türkiye'nin demokratikleşme süreci birbirini tamamlayan bir ilişki içindedir” ifadelerini kullanıyor.