Kürdistan Bölgesi’nde 11 saldırı: Petrol sahaları ve havalimanları neden hedefte?

Kürdistan Bölgesi, son iki haftada petrol sahaları ve havalimanları gibi stratejik noktalara yönelik toplam 11 İHA ve füze saldırısıyla sarsıldı.

Kürdistan Bölgesi’nde 11 saldırı: Petrol sahaları ve havalimanları neden hedefte?

Bu saldırılar, bölgedeki istikrarı tehdit ederken Erbil ile Bağdat yönetimleri arasında ciddi bir suçlama ve sorumluluk krizine yol açtı.    

Rûdaw’ın derlediği bilgilere göre, Temmuz ayı başından bu yana Erbil, Süleymaniye, Duhok ve Kerkük illerinde koordineli saldırılar düzenlendi.

Kürdistan Bölgesi Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada, saldırıların “ülkenin istikrarını, egemenliğini ve yatırımlarını tehlikeye attığı” belirtilerek Irak Federal Hükümeti failleri bulmaya çağrıldı.

Askeri uzmanlara göre saldırıların ardında hem iç siyasi çekişmeler hem de bölgesel gerilimler bulunuyor.

Petrol sahaları ve havalimanları sistematik hedefte  

Saldırılar, bölgenin ekonomik can damarı olan petrol sahaları ve uluslararası bağlantı noktası olan havalimanlarını sistematik biçimde hedef aldı. İl bazında saldırıların dökümü şöyle:

Erbil      
Enerji altyapısı ve sivil havacılık tesisleriyle Erbil, saldırıların merkezi konumundaydı. 14 Temmuz’da Xurmala petrol sahası iki İHA ile vurulurken, aynı gün Erbil Uluslararası Havalimanı yakınlarında başka bir bombalı İHA imha edildi. 3 Temmuz’da da havalimanı çevresinde bir İHA düşürüldü. Yetkililer, saldırılarda can kaybı olmadığını bildirdi.

Süleymaniye
Süleymaniye, İHA saldırılarından yoğun şekilde etkilenen bir diğer il oldu. 15 Temmuz’da Çemçemal ilçesi hedef alınırken, 10 Temmuz’da Peşmerge’ye bağlı 70. Birlikler Komutanlığı karargahı yakınlarında bir İHA düşürüldü. Ayrıca 1 Temmuz’da Tasluca ve yine 70. Birlik karargâhı çevresinde iki İHA daha etkisiz hale getirildi. Kifri ilçesinde de bir İHA’nın düştüğü bildirildi.  

Duhok
Bölgenin önemli petrol üretim merkezlerinden Duhok, kritik bir saldırıya sahne oldu. 15 Temmuz’da Amedi ilçesindeki Sersing petrol sahasına düzenlenen İHA saldırısı, sahada faaliyet gösteren Amerikalı HKN şirketinin üretimi durdurmasına neden oldu. Bu gelişme, saldırıların ekonomik etkisini somutlaştıran en önemli örneklerden biri olarak öne çıktı. 1 Temmuz’da ise Zaho’daki Derkar Kampı’na bir İHA’nın düştüğü kaydedildi.

Kerkük
Tartışmalı statüsüyle bilinen Kerkük’te hem İHA hem de füze saldırıları yaşandı. 11 Temmuz’da Pırde cephesindeki Peşmerge mevzileri yakınlarında bir İHA imha edilirken, aynı gün Kerkük şehir merkezine de bir İHA düştü.

En dikkat çekici olay ise 1 Temmuz’da Kerkük Askeri Havaalanı çevresine ve bir yerleşim alanına üç füzenin isabet etmesi oldu.

"Saldırılar çift yönlü mesaj taşıyor"

Saldırıların ardındaki nedenlere ilişkin değerlendirmelerde bulunan askeri uzman ve Eski Peşmerge Bakanlığı Genel Sekreteri Korgeneral Cabbar Yaver, faillerin kendilerine “Direniş Cephesi” adını veren gruplar olduğunu belirtti.

Yaver’e göre bu saldırılar, hem iç hem de bölgesel dinamiklerden beslenen çift yönlü bir mesaj taşıyor. Bir yandan Erbil ile Bağdat arasındaki petrol, bütçe ve maaş gibi kronikleşmiş sorunlarda Kürdistan Bölgesi Hükümeti üzerinde baskı oluşturulmaya çalışılırken, diğer yandan İran-İsrail geriliminin bölgede yarattığı atmosferden duyulan rahatsızlık dile getiriliyor.

Erbil-Bağdat hattında suçlama krizi

Saldırılar, iki yönetim arasında diplomatik bir gerilime de yol açtı. Kürdistan Bölgesi İçişleri Bakanlığı, saldırılardan “Haşdi Şabi’ye bağlı bazı grupları” sorumlu tutarak, “Bölgemizde hiçbir İsrail üssü yoktur” açıklamasını yaptı. 

Bağdat yönetimi ise bu suçlamalara sert tepki gösterdi. Irak Başkomutanlığı Sözcüsü Sabah Numan, “Resmi bir Irak güvenlik kurumunu suçlamak kabul edilemez. Kanıt varsa resmi makamlara sunulmalı” diyerek iddiaları reddetti.

Kürdistan Bölgesi İçişleri Bakanlığı ise bu yanıta, “Geçmişte defalarca ortak komisyonlar kurulmasına rağmen faillerin hiçbir zaman bulunmadığını ve olayların örtbas edildiğini hissediyoruz” ifadeleriyle karşılık verdi.    

Öte yandan suçlanan gruplardan Nuceba Hareketi ve Bedir Örgütü yetkilileri, saldırılarla herhangi bir ilgilerinin olmadığını duyurdu.  /Rudaw